kahvaltı yaparken yere bi zeytin düşüyor. hemen 'yok hayır, o düşen bir zeytin değildi. o düşen ivanov makaroviç'in inançlarıydı, o düşen onun çocukluğunun iziydi, o düş... ' diye başlıyorum. dışarı çıkamaz oldum. insanların psikolojik durumlarını tahmin edip yüzlerine anlamsızca bakıyorum. geçen durduk yere kadının tekine 'orospusun sen orospu!' diye tokat attım. kadın sert çıktı sokağın ortasında, ağzımı burnumu kırdı. nasıl düzeleceğimi bilmiyorum.