35.
tam olarak şu mektuptur. açık açık anlatır.
--mehmet türker in köşe yazısından alıntıdır --
Mehmet Beyefendi,
istanbul, Taksimdeki istiklal Caddesinde 08 Kasım 2014te yaşadığım durumu belki milletimizle paylaşırsınız düşüncesiyle size yazmayı uygun gördüm.
Tarih 8 Kasım 2014. Yer istiklal Caddesi.
Cadde üzerinde bir stant kurulmuş. Öcalanın, yani 40 bin vatandaşımızın katilinin ve PKK terör örgütünün propagandası alenen yapılıyordu. Günde binlerce turist ve vatandaşımızın geçtiği bu yerde propaganda için ses yayın cihazı da kurulmuştu.
Ses yayın cihazından propaganda, Türkçe, ingilizce ve Kürtçe olarak yapılmaktaydı.
Bebek katili için imza toplanmakta, bu yaşananlara da polis sessiz kalmaktaydı.
Gezi eylemlerinde destan yazan polisin bunlara müdahale etmemesi, Güneydoğuda yıllarca PKK terörüyle mücadele etmiş bir asker olarak şahsımı derinden yaralamıştı.
* * * *
Yaşananlar 3713 sayılı terörle mücadele Yasasının 7. ve diğer ilgili maddelerine göre suçtu, ama kimin umurunda!..
Orada bir süre bekledim
Oradan geçen yüzlerce vatandaşın duyarsızlığını üzüntüyle izledim.
Güneydoğuda görev yaptığım dönemde silah arkadaşlarımız kucaklarımızda şehit olmuştu
1996 yılında mayına basıp diz hizasında ayağı kopan Mehmetçiğimin Komutanımmm, komutanımmm kurtar beni çığlıklarını inanın orada duyar gibiydim.
Yine aynı yıl kasık hizasında bacağı kopan, tezkeresine tamamı tamamına 7 gün kalmış Sivaslı Mehmetin yerde kımıldamaksızın yatışı, arkadaşlarımızla hüngür hüngür ağlayışımız film şeridi gibi gözümün önüne geldi.
* * * *
Ey Mehmetim, ey Ahmetim, ey Sametim, sizler ne uğruna şehit oldunuz?..
Bu manzaraları bu ülkede yaşamak için mi?..
Ne olursunuz bizi affedin!..
Hakkınızı helal edin!..
Biz size layık olamadık
Ülkemizde yaşadığımız bu manzaraları rüyamızda görsek inanmazdık
Uğruna şehit olduğunuz bu vatanın ve bu toplumun işte gerçek manzarası
Mezarınızdan kalkıp, yüzümüze tükürseniz azdır bile
Affedilecek halimiz yok, ama yine de bizi affedin.
E. Albay Ömer Erbıyık
--mehmet türker in köşe yazısından alıntıdır --