öğrencilerini yetim ve öksüz bırakmıştır. keza oradaki öğrencilerini çocuğu gibi görmüştür.
2009'da hazırlığa başladığımda bölümde bildiğim tek hocaydı kendisi. belli bir süre sonra öğrendim ki bazı sebeplerden dolayı eğitim fakültesine geçmiş. 1. sınıfa başladığımda hala eğitim fakültesindeydi. sonra ikna etmişler, kıramamış ricalar üzerine bölümüne geri dönmüştür. bölüme geri döndüğü dönem dersini alamamıştım, bir burukluk oluşmuştu. kendisiyle tanışmam 2. sınıfta aldığım bilgi felsefesi dersiyle olmuştu. sabahın 9'undaydı dersi. o sıralar mudanya'dan gel-git yapıyorum okula. otobüs saatinden dolayı da 8 gibi okulda oluyordum. sabahları erkenden orada olurdu. aradan 5 6 hafta geçtikten sonra bir sabah koridorda beklerken baktım bana sesleniyor. sigara alamamış gelirken, fazla varsa verir miyim diye ama tüm o naifliği ile. uzatıyorum sigarayı teşekkür edip odasına yöneliyor. sonra çakmağının da olmadığını hatırlayıp tekrar seslenip çakmak istiyor. kendisiyle tanışıklığımızın sigaradan olması da ironidir ki kalp sıkıntısının büyük nedeni sigaradır.
bir kere kızmıştır şahsıma, o da derslerde söz almadığım, sadece dinlediğim için. en son yaz okulunda almıştım dersini. sınav sorusu yüzünden kırılmıştım kendisine, eleştirmiştim. ama bu akademik zorunluluklar vs. dışında kendisini de hep sevmişimdir. onun kadar nazik, naif, anlayışlı ve çalışkan insan pek fazla yoktur. uludağ felsefe onun hayatı olmuştur, kendisini bölüme adamıştır.
dün arkadaşım arayıp haber verdiğinde ilk inanamamıştım. soluğu okulda aldım. okul derin bir sessizliğe bürünmüş. bugünse toprağa verildi.
olmadı be hocam, hiç olmadı. yetim ve öksüz bıraktın çocuklarını.
hiç söz almadım, 6 senede 1 kere söz almadım, affedin.