askerliğin el ile tutulur bir yanı yok eyvallah.
her türlü, her yerde de savunurum okumuş eli kalemden başka bir şey tutmamış insanların eline silah tutuşturup dağlara gönderilip, ya da gece 3-5 nöbetleri tutturulmasına..
tamam eyvallah, mühendis ise kişi orduda mühendislikle ilgili bir alanda çalışsın, öğretmense askeri eğitimler için kullanılsın, ya da iibf mezunu ise ordunun ekonomi kısmı ile ilgili birimlerinde çalıştırılsın, askerlik böyle değerlendirilsin.
ama kardeşim,
"askerlik vatan borcudur" söz öbeği atadan mirastır.
kendini türk hisseden her vatan evladının içindedir.
biz istiyor muyuz içimizde hissettiğimiz şeyler varken karanlık bir 6 ay geçirmeyi,
veya 1 sene geçirmeyi?..
sistemi bu hale getirenleri yargılamak varken, sen tutup içinde vatan sevgisi olan insanlara andaval yaftasını vuruyorsun.
sen kimsin?
hangi sıfatla vatanına hizmet etmek isteyen insanlara andaval diyebiliyorsun?..
yapma oğlum askerliğini, vatana hizmet olarak görmüyorsan yapma, ver parasını yapma.. veya siktir git ülke dışına kaç.. raporlar filan al yapma. hem sen askerliğini yapsan ne olur bu fikirsizliğinle yapmasan ne olur?..
herşeye eyvallah, ama içimizdeki sevgiyi bağlılığı yargılamak sana düşmedi, düşmezde.
bir arkadaşım var;
siirt-pervaride..
annesi yok, babası hiç babalık yapmamış.. 21 yaşına kadar tek oda evde büyümüş..
polisliği kazandı, giderken de dedi ki özel harekata geçeceğim.
nitekim sınavlarını ve mülakatlarını geçti ve girdi..
ara sıra görüşüyoruz halen;
diyorum kardeşim dağ dağ geziyorsun, gecen yok gündüzün yok, hayatın yok, evin barkın yok, eşin yok yuvan yok..
"hayat kurulur, ev bulunur, eş-yuva nasipse olur ama vatan olmazsa geceyle gündüzün hiç bir hükmü yok" dedi..
sen neyin tatavasındasın?..
şu cümleyi kurabilen insanlar var halen bu ülkede, olacakta.. ve bitmeyecek..