öss

entry346 galeri
    140.
  1. değiştirilmiş sistemdir. bundan sonra her yılın sonunda bir sınav yapılacak ve bu sınavlar öss'nin %25'ini oluşturacak. böylece de yıllardır söylenen "geleceğin tek sınavla belirlenmesi" garabeti aşılmış olacak.

    yukarıda yazdıklarım, aşağı yukarı milli eğitimin söledikleri şeylerdir. hayatımda gördüğüm en ucuz popülizm de budur. zaten eğer bu hükümetin başarılı olduğu bir tek konu varsa o da popülizmi, cesur hamle gibi göstermedeki başarısıdır. ben de, az çok eğitim sistemiyle alakalı bir insan olduğumdan ve üniversitedeki sınıf arkadaşlarımın bir kısmı dershanelerde öğretmenlik yaptığından bu konuyla ilgili bir iki düşünceye sahibim.

    öncelikle şunu söyleyeyim, devlet okullarının durumu hiç iç açıcı değildir. heyecanını kaybetmiş, öğrenciye bir şeyler vermeye çalışmaktan vaz geçmiş, kimileri ciddi ciddi tüccar olmuş öğretmenlerle doludur. öğretmenlerin bu hale gelmesi, elbette ki pek çok dış etkene bağlıdır ve işini çok iyi yapmaya çalışan öğretmenler de mevcuttur ama genel olarak durum bu. devlet okulları öğrencileri sınavlara hazırlayabilecek durumda değildir. bu durumun değişmesi hem çok köklü değişiklikler hem de büyük paralar gerektirmektedir. ama -allah başımızdan eksik etmesin- devletimiz, herhangi bir ekonomik sıkışıklıkta ilk olarak sağlık ve eğitim giderlerinden kıstığı için, kısa ve orta vadede böyle bir düzelme olmayacak gibi görünüyor. eğitim sisteminin boktanlığı, bir-iki paragrafla anlatılabilecek durumda değil ve zaten pek çoğunuz az çok bu durumun farkındasınız.

    peki bu dört sınav ne işe yarayacak? ya da kimin işine yarayacak? dört sınav sistemi, hükümetin söylediği gibi, öğrenci odaklı bir sistem midir? değildir efendim. bu dört sınav, sadece ve sadece dershanelerin işine yarayan sistemdir. önceden çocuğunu lise birinci sınıfta dershaneye yollamayacak aileler bile bundan sonra göndermek zorunda kalacaklar. sistem öyle bir çalışıyor ki, lise birden itibaren çocuğunu dershaneye göndermeyen aile kendini suçlu hissediyor, çocuğuna gerektiği kadar önem vermediğini hissediyor. çünkü herkes dershaneye gidiyor!
    öğrenci ve ailelerin bilinç seviyesi o kadar düşük ki bu insanların kandırılması çok kolaydır. aileler, çocuklarıyla ilgilenmek ve onlar için ellerinden geleni yapmak istiyorlar. dershaneler çok büyük miktarlarda paralar verip, çocuklarını sınava hazırlamak istiyorlar. artık bunu dört kere yapacaklar.
    işin en acıklı noktası ise, hükümet bu yaptıklarını dershanelere karşı yaptığına herkesi inandırabiliyor. gerçi, aynı hükümet bir sürü ilacı sigorta kapsamından çıkarırken de bunun fakirlerin yararına olduğuna inandırmıştı herkesi. bu da olur.
    alakasız not: oks'de de durum hiç farklı değil. bu yıl son bir kez oks sınavı yapılacak ve ondan sonra onlarda da üç sınav olacak. ilk okul beşinci sınıftan itibaren çocuklar yarışa sokulacak ve arkadaşları hep rakipleri olacak. dershane öğretmeni arkadaşım, 5. sınıfa giden çocukların dershaneye başladığını söylüyor. ve bu çocuklar arkadaşımın kendilerine hazırladığı ders çalışma programlarına itiraz ediyorlar; "hocam, bu kadar zaman bize yetmiyor, sizin oyun yazdığınız zamanlarda da ders çalışıyoruz" diyorlar. bunu 11-12 yaşında çocuklar söylüyor.

    eğitim sistemimiz tamamen ticarileşmiş durumda. küçücük çocuklar, 10-11 yaşında stresle tanışıyor (ben o yaşlarda pazar akşamları yarım sayfa ödev yapar, onunla yarın hocayı kandırıp kandıramayacağımı düşünerek korkardım, benim yaşadığım stres böyle bir şeydi, sizi bilmem). durum o kadar kötü ki, şu yazdıklarım %10'unu filan belki anlatabilir.
    1 ...