28.11.2014 tarihinde yani henüz 2 gün önce acemi dönemini bitirip çıktığım alay. Buraya acemi görevini yerine getirmek üzere gidecek arkadaşlara tecrübeyle sabit deneyimlerimi aktaracağım. Öncelikle şunu söyleyeyim yanınıza iç çamaşırı ve çorap dışında hiç bir şey götürmenize gerek yok. Gerçekten. Bana çok söylediler dinlemedim. Siz siz olun beni dinleyin. Yanınıza götüreceğiniz bir valiz dolusu eşya size sadece hamallık olarak geri dönecektir. Bana döndüğü gibi. Orada size lazım olabilecek her şeyi veriyorlar. Verdikleri dışında olan ihtiyaçlarınızı da askeri kantinlerden dışarıdan çok daha ucuza alabiliyorsunuz. ''kantinlerde çok sıra oluyor'' diyenleri şimdiden duyar gibiyim. Akıllı olacaksınız kardeşlerim. Yoğun olmadığı anları belirleyip,o saatlerde gideceksiniz. Alternatif kantinlere yöneleceksiniz. Saksıyı biraz çalıştırdığınız sürece hemen her işinizi çok sıra beklemeden halledersiniz. Botlar ve verecekleri spor ayakkabılar için mutlaka kilit alın. Ve aldığınız kilidi ayakkabıların arka dillerinden değil bağcık geçirilen yerlerden kilitleyin ki yer değiştirmesinler. (Yer değiştirmek : Askeriye de çalınan eşyalar için kullanılan deyim. Komutanlara botum çalındı diyenlere; komutanlar ''çalınmamıştır,yer değiştirmiştir'' diye cevap verirler) Ben tarihten anlayacağınız üzere 94/4 tertip gittim. Orada ne yaşarız derseniz ; emin olun kimse bunun cevabını veremez. Her şey düşeceğiniz tabura,bölüğe ve başınızdaki uzman ve komutanlara bağlı. Ben 1. tabur 3. bölük'de yer aldım. 2 Uzman çavuş vardı başımızda. Mehmet çavuş ve Erkan çavuş. Uzmanlar dışında, Abdullah Başçavuş,Kasım Başçavuş,Eren Astsubay ve Ahmet Üsteğmen vardı. Bölük komutanımız ise Topçu Üsteğmen Erdal Pekin idi. Bütün komutanlarımız sağ olsunlar çok sabırlı ve bazı anlar dışında iyi davrandılar bize ancak bu isimler arasında özellikle Erkan Uzmanın yeri apayrı oldu. Çok harbi,askeri seven,halden anlayan birisidir kendisi. Burdur'a gidip 1. tabur 3. bölüğe düşerseniz tanışırsınız. Ayrıca başımızdaki eğitim çavuşu olarak görev yapan Can çavuşumuz kalbimizde taht kurdu. Üsteğmen bile uygun adımda söylediğimiz marşlarda bizi sesimiz çıksın diye ikna edemezken,Can çavuş başımızda olduğunda herkes birbirine ''hadi beyler Can çavuş için inletiyoruz'' derdi. Neyse konumuza dönelim. Dediğim gibi orada ne yapacağınız başınızdaki komutanlara bağlı. Ama şuna emin olabilirsiniz, diğer illerde ki eğitim birliklerine göre siz Burdur'da ''Tatil'' yapacaksınız. Sizi zorlayacak tek şey günde minimum 7-8 kez alınan içtimalar olacak. Bunun dışında spormuş eğitimmiş hiç bir şey yapılmıyor desem yeridir. Biz 2 gün spor hareketlerini yaptık, 1 gün silahlı hareketleri yaptık o kadar. Bunlar dışında yanaşık düzen eğitimi falan öğrettiler. Burdur'da askerliğini en zor yapanı spor hareketlerini 2 değil 4 gün yapmıştır. Sadece bu * Başınızdaki komutan her şey demek. Misal diğer taburlardaki arkadaşlar havalar soğuduğunda berelerini takıp rahat ettiler ancak biz hiç takamadık. Çünkü komutanımız kep çıkar,bere tak emri vermedi. Ona göre o kadar soğuk değilmiş. Bere takanlar da komutanı görünce çıkarmak durumunda kalarak taktılar. Burdur kasım ayında çok soğuktu. Kışın çok daha fazla soğuk oluyormuş. Bakmayın Akdeniz bölgesi şehri olduğuna. Benim gibi izmir'den ve çevre illerden,Marmara'nın kısmen sıcak bölgelerinden gidenler baya zorlandı. Size orada yaşayacağınıza emin olduğum bir bilgi vereceğim. Hasta olacaksınız * ''Benim bünyem kuvvetli,ben olmam'' demeyin. Zira bende öyle diyordum. Hayatımda atlet bile giymemiş biri olmama rağmen fazla hastalık geçirmedim. Oraya gidince ilk gün soğuğu fark edip içlik dahil her şeyi giyindim ama kurtulamadım. Hasta olmanızın asıl sebebi ise koğuşlarda havalandırma olmaması. Havalandırma görevi gören şey 4 adet küçük pencere ki onları da kış soğuğunda açamıyorsunuz buz gibi oluyor içerisi. Birisi hasta oluyor ve devamında hayırlı işler * Öksürüklerin ve hapşırık seslerinin ardı arkası kesilmiyor. Daha düne kadar öksürükten ciğerlerim çıkacak sanıyordum,bugün biraz daha iyiyim ilaçlar sayesinde. ilaç demişken, revire çok ahım şahım bir haliniz yoksa boşuna çıkmayın. Çıksanız bile önemsemiyorlar zaten. Eğitimlerden kaytarmak için hastalık bahane edip revire çıkanlar oluyor. Etrafınızda böyle tipler olursa gülüp eğlenmek yerine onlara tavrınızı koyun. Çünkü o düşüncesiz arkadaşlar yüzünden,gerçekten revire çıkması gereken kişiler çıkamıyor veya çıksalar da sıra gelmiyor onlara. Revir imkanları kısıtlı her bölükten 10-15 kişiye bakılabiliyor. Bizde her gün revire çıkan kişi sayısı minimum 25-30 idi. insanların temel haklarına saygılı olun. Özellikle sağlık ! Kimseyi küçümsemeyin. Çok modern bir hayat yaşayan arkadaşlarınız da olacak orada,klozet-pisuvar kullanmayı bilmeyen, yerinden yurdundan Doğu'nun adını bile duymadığınız yerlerinden ilk defa ayrılıp askere gelenlerde. Unutmayın ki oraya herkes sizin gibi anasını,babasını,eşini,çocuğunu,arkadaşlarını bırakıp geliyor. Kimseyle tipi,memleketi,konuşma tarzı sebebiyle dalga geçmeyin. Bu saydığım sebeplerden ağlayan silah arkadaşlarım vardı ! Kimse bunları yaşamak için asker ocağına vatan korumaya gelmiyor. Bence yanınıza soğuk algınlığı için ilaç alın. Biz 94/4 tertipleri ne giriş yaptığımızda ne de daha sonra hiç aramadılar. Telefon getirdiyseniz bence komutanlar sorunca teslim etmeyin,dediğim gibi aramıyorlar. Ama sahip çıkamazsanız çalınır. Tabi siz bana güvenip götürmeyin de * sonra arama yapılıp bulunursa adımı anmanızı istemem. Ve size en önemli tavsiyem; sabırlı olun. Çok değişik insanlarla bir arada yaşayacaksınız yaklaşık 1 ay boyunca. Hırsızı,yalancısı,dolandırıcısı çeşit çeşit insan var. Havadan nem kapıp kavga çıkarmayın. Havadan nem kapıp kavga çıkaranlarla takılmayın. Etiket olmaya çalışanlar olacak,bırakın kendilerini mutlu etsinler. Hatta onların anlattıkları muhabbetlere ''vay be harbiden mi ? , helal olsun be birader. Hızlı yaşıyor muşsun'' gibi tepkiler verin ki mutlu olsunlar. Orada göreceksiniz yalanın bini bir para. Sivilde herkes kral,ortam çocuğu * He deyip geçin yalanını ortaya çıkarmak için uğraşmayın,takılsınlar. Can dostlarınız olacak. Oraya gidince öğreneceksiniz. Öncelikle can dostlarınızla iyi geçinin. Yanınıza bozuk madeni para götürün. Çok lazım oluyor. Kola ve kahve makineleri hesap kartları ile çalışmıyor. Kredi kartı gerekiyor. Ayak numaranızı sivilde olandan minimum 1,maksimum 2 numara büyük söyleyin. Ben 42 numara bot giymeme rağmen 44 numara dedim ve inanılmaz rahat ettim. Herkes botlarının vurmasından şikayet ederken ben paşa paşa dolaştım * Askeri kamuflajlar verilirken size kilonuz sorulacak. 80 iseniz 70-75 arası bir kilo söyleyin ki aldığınız kamuflaj üzerinize tam otursun. Bana bunu kimse söylemediğinden direkt kilomu söyledim ve kamuflajlar büyük oldu. ''Küçük olmasın,büyük olsun'' mantığı ile veriyorlar çünkü. 1 ay büyük giyindim şimdi terziye verip yaptıracağım. Burdur'dan nereye düşerim derseniz,tamamen şans. Bizim celp dönemi ortalama olarak %60 doğu çıkardı. Gerisini Türkiye'nin 4 yanına dağıttı. Ben istanbul-Metris'de görev yapacağım. Doğu istiyordum ama nasip. Şafak saymayın,kendinizi bunaltmayın. Başımdan geçenleri ve kendi kanaatimce tavsiyelerimi bildirdiğim yazımı burada sonlandırıyorum. Umarım bir işinize yarar. Tekrar hatırlatıyorum, çok soğuk ve havalandırma şartlarından dolayı hasta olmak kaçınılmaz. Sıkı giyinin. Bol meyve yiyin. Yanınıza içlik,iç çamaşırı ve özellikle kullanacağınız kişisel bakım ihtiyaçları dışında bir şey götürmeyin. Şimdiden herkese hayırlı tezkereler.