tayyip, gül bahçesinde güllerle ilgilenirken eline diken batar ve eli kanar küçük çocuk şaşkınlıkla sorar:
-aaa
-noldu ulan?
-senin eline diken batar mı?
-ne dikeni ? attan bile dü$erim, tabi ki batar.
-senin elin kanar mı?
-kanamaz mı. burası yan gelip yatma yeri mi?
-ama...sen tayyip değil misin?
-öyleyim çocuk.
-ama...
-ananı da al git buradan hadi. onu da bırak bir gül ne kadar zor yetişiyor biliyor musun? tohumlarını israil'den getirt, unakıtan'ın oğluna ithalat kotası aç, sen kendine şunu soracaksın: ben burayı adeta pazarlamakla mükellef miyim? eğer mükellefsen ne gül tohumu kotaları ne de söylenenler umrunda olmayacak...