(bkz: dersim isyanı/#25887210) devamı...
sinan meydan'ın yazısı uzun olduğundan özetledim.
--- alıntı ---
1919'daki Koçgiri isyanı'nı ingiltere desteklemiştir; Koçgiri isyanı'na katılan isyancıların ele başları 1937-38'de Dersim isyanı'nda da karşımıza çıkmıştır.
1924'te çıkan Nasturi isyanı'nı ingiltere desteklemiştir.
1925'te çıkan Şeyh Sait isyanı'nı ingiltere desteklemiştir.
1925'teki Şeyh Sait isyanı sonrasında yurt dışına kaçan isyancılardan bazıları
1927 yılında Ermenilerle birlikte Hoybun Cemiyeti'ni kurmuştur. Hoybun Cemiyeti'ni ingiltere, Fransa ve ABD desteklemiştir.
1930'daki Ağrı isyanı'nı Hoybun Cemiyeti'nce desteklenmiştir.
1937-38'deki Dersim isyanı'nın alt yapısı 1928-29'da hazırlanmıştır.
***
Ağrı isyanı'nından sonra genç Türkiye Cumhuriyeti içerde de çeşitli önlemler almıştır: 5 Mayıs 1932'de çıkarılan bir iskan Kanunu'yla Kürtlerin bir kısmı Batı bölgelerine yerleştirilmiştir. Aynı kanunla, şeyhlik, beylik ve ağalık kaldırılmış, aşiret resilerinin ve dini liderlerin sahip olduğu yetkiler ellerinden alınmıştır. Türkçeden başka bir dil kullanmak, yeni köyler ve mahalleler kurmak, zanaatkar cemiyetleri oluşturmak da yasaklanmıştır.
***
...Nitekim 1936 yılı sonlarında Türkiye'nin güney sınırında bir takım çete saldırıları görülmeye başlamış, 1937 yılı başından itibaren bu saldırılar daha da artmıştır. Bu sırada Fransa, ingilizlerin Musul sorununu çözmek için kullandıkları modeli kullanarak Türkiye'ye yönelik "bölücü" hareketleri kışkırtma yoluna gitmiştir. Özellikle Türkiye açısından Hatay'ın ön plana çıktığı 1937 yılında Fransa Dersim isyanı'nı teşvik etmiştir. Bunun üzerine Türkiye 8 Temmuz 1937 tarihinde Afganistan, Irak ve iran ile Sadabat Paktı'nı kurarak bölgeden yönelebilecek bölücü hareketleri önleme yoluna gir-mistir. Ancak Türkiye'nin çabalarına rağmen 1937 yılında Dersim isyanı'nın çıkması önlenememiştir.
***
Görüldüğü gibi Dersim isyanı, asla sadece Dersim isyanı değildir; Dersim isyanı, 1919-1936 arasındaki "emperyalist" destekli Kürtçü isyanların, bu süredeki yeni isyan hazırlıklarının, genç Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı kurulan "kirli ittifakların" nihai bir sonucudur.
***
aşağıdaki linkte dersim'in sadece genç cumhuriyetin değil osmanlı'nın da sorunu olduğu, dersimli aşiretlerin osmanlı - rus savaşında rusyadan yana tavır koydukları, ondan öncesinde safevi devleti ile iş tuttukları, osmanlı döneminde bir çok kez isyan ettikleri, Osmanlı Devleti 1907'de, 1908'de, 1909'da ve 1916'da Dersim'deki isyancı aşiretler ve eşkıyalar üzerine askeri harekat düzenlediği görülecektir.
***
O günlerde 11 yaşında olan Mehmet Kangutan, Abdullah Alpdoğan Paşa'nın Dersim'de yaptıklarını şöyle gözlemlemiştir:
"Abdullah (Alpdoğan) Paşa buraya geldiği zaman adli ve idari tüm yetkilere sahipti. istese adam öldürebilirdi... Bütün aşiret reislerine emir çıkardı. Dedem Karabali aşiretinin reisi olduğu için ona da emir çıkardı: Herkes aşiretin silahlarını göndersin, fes yasak... Dedem belki yüz-yüz elli tüfeği katırlara odun yükler gibi yükledi, gönderdi. Herkes şapka giydi. Tüccarlarda şapka kalmadı. Ve adam yol yapmaya başladı. Atatürk'ün hastalığı zamanındaymış... Abdullah Paşa üç şey istiyordu: Askere gideceksiniz, verginizi vereceksiniz, birbirinizin malına göz koymayacaksınız... Abdullah Paşa'nın bu icraatına rağmen tek tük hadiseler oluyordu. Tabii bunlar büyük bir katliamı icap ettirmiyordu."
***
(tayyipistler 100 bine varan rakamlara çıkıp katliam vardı diye sallıyorlar ama gerçekler öyle değil!)
Şimdi gelin belgelere bakalım: 3. Ordu Müfettişliği'nin yaptığı açıklamada Dersim harekâtı sonrasında tarama bölgesinden ölü ve diri olarak 7.954 kişi çıkarılmıştır. Bu 7.954 kişinin 5 bin ile 7 bin kadarı batı bölgelerine sürülmüştür. Bu rakamlara göre Dersim operasyonları sırasında ölenlerin sayısı en fazla 2500 kadardır. Ayrıca bu rakama, bölgeyi terk ederek Erzincan, Elazığ ve Sivas taraflarına kaçanlar da dahildir.
1935 genel nüfus sayımına göre Tunceli (Dersim) nüfusu 101.099 kişidir.
1940 genel nüfus sayımına göre Tunceli (Dersim) nüfusu 94.636 kişidir.
Bu rakamlardan çıkan sonuç şudur:
1935 ile 1940 nüfus sayımları arasında Tunceli (Dersim)'de azalan toplam nüfus 6.463 kişidir. Bunun 5000 ile 7000'i de Batıya sürüldüğüne göre geriye en fazla 1500 kişi civarında bir kayıp nüfus kalmaktadır.
***
Harekât sırasında Tunceli'ye iki yıl içinde toplam 480 km yol yapılmıştır. Bu yollar sayesinde Dersim Türkiye'ye bağlanarak ticarete açılmıştır. Neşit Hakkı'nın değimiyle, "azametli binalar", hükümet konakları, köprüler, kışlalar inşa edilmiştir, köylüye toprak dağıtılmıştır. Bu yatırımlarla köylü, aşiret hayatından uzaklaşıp "vatandaş" olmaya başlamıştır. O günlerde Elazığ'da yatılı bölge okulu olarak hizmete giren Kız Enstitüsü'nde Elazığ, Tuceli ve Bingöl köylerinden getirilen kız öğrenciler yetiştirilmiştir.
***
1937 tarihli ingiliz Büyükelçiliği raporuna göre I. Dersim harekâtı sonrasında isyancılardan 265'i öldürülmüş, 20'si yaralı ele geçirilmiş, 27'si yakalanmış, 849'u da teslim olmuştur. Bu sırada 1 subay 28 asker şehit olmuş, 3 subay 46 asker de yaralanmıştır. Genelkurmay kaynağı Türkiye Cumhuriyeti'nde Ayaklanmalar adlı kitapta belgelere dayanılarak verilen arakamlar da bu rakamlara çok yakındır.
***
II. Dersim harekâtı 1938 yazında gerçekleştirilmiştir. Elimizdeki belge, bilgi ve nüfus istatistiklerine göre II. Dersim harekâtı sırasında da 1500 ile 2500 civarında isyancı öldürülmüştür.
***
Bu konuyu, yıllar önce Ahmet Taner Kışlalı'nın sorduğu şu soruyla bitirelim:
Dersim ayaklanması nedeni ile Atatürk'ü ve Kemâlizmi suçlamaya çalışanların öncelikle şu soruyu yanıtlamaları gerekir: 'Suçlamalar doğru ise, Tunceli yani Dersim, niçin yıllar boyu Atatürk'ün partisine oy vermistir? Türkiye'de Kemalist partiye, ya da başka bir partiye verilen oyların yüzde 70'leri aştığı başka bir il var mıdır?' işte Dersim gerçeği!... Gerisi, 'laf-ı güzaf'!
--- alıntı --- http://www.guncelmeydan.c...-sinan-meydan-t33567.html