'Kıymetli Kardeşlerim!
Üzülerek belirtmek gerekir ki günümüzde bir
eğlence unsuruymuş gibi gösterilen dedikodu faaliyetleri,
asılsız söz ve ithamlar, iftira, yalan ve çirkin sözün her
türlüsü özellikle iletişim araçları ile merak ve ilgi
uyandıracak tarzda sunulmaktadır. Bu şekilde âdeta bir
yalan ve gıybet sektörü meydana getirilmektedir. Bu
durumun ise dinî ve ahlâkî açıdan fert ve topluma çeşitli
zararları vardır.
Özellikle sosyal paylaşım sitelerinde yayınlanan bir
haber, milyonları etkileyebilmekte, kitleleri tesir altına
alabilmektedir. Kimileri bilgisayar başında, ilahi gözetim
altında olduklarını unutarak kişilerin haysiyetini, şerefini
zedeleyecek sorumsuz tutumlar sergileyebilmektedirler.
Böylece, bir taraftan kul hakkına, diğer taraftan da
toplumda infiale neden olarak kamu hakkına
girmektedirler. Oysa sadece yanındayken değil,
yokluğunda da bir insanın hukukunu çiğnememek,
onurunu zedelememek müminin iman ve ahlakının bir
gereği değil midir? Dedikodu, yalan, iftira, gıybet gibi
kötü sözlerle dilini zehirli bir ok haline getirenler, bunun
bir hesabının olacağını düşünmezler mi?
Kardeşlerim!
Malumdur ki kap, içindekini dışa yansıtır. insanın
dili de kalbinin aynasıdır. Eğer kişi berrak bir zihne,
tertemiz bir gönle sahipse dilinden de güzellikler
dökülür. Kötü düşüncelerin, çirkin işlerin esiri olmuş bir
kalp, dili de köreltir. işte Allah Resulünün dil ile kalbin
ilişkisini vurgulayan şu hadisi ne kadar da önemlidir:
Zandan uzak durun. Zira zan, sözün en yalanıdır.
Birbirinize kulak misafiri olmaya çalışmayın,
birbirinizin özel hâllerini araştırmayın, birbirinizle
üstünlük yarışı içine girmeyin, birbirinize haset
etmeyin, birbirinize kin beslemeyin, birbirinize sırt
çevirmeyin. Ey Allahın kulları! Kardeşler olunuz.6
Aziz Müminler!
Dil, kelam bize bahşedilmiş en önemli
nimetlerdendir. Geliniz, bu nimeti rıza-i ilahiye uygun
kullanalım. Söylediklerimiz, yaşadıklarımız,
yaşadıklarımız da söylediklerimiz olsun. Sözümüzün,
dilimizin bir ahlakı, bir adabı olsun. Sözlerimiz hikmetli
ve ibretli, sözlerimizin gayesi de insan onuru ve
haysiyetini yüceltmek olsun. Biz, söylediklerimizin değil,
söylediklerimiz bizim esirimiz olsun. Dedikodu, gıybet,
sû-i zan, yalan, iftira ve çirkin sözlerle hem insanlar hem
de Rabbimiz katındaki değerimizi düşürmeyelim.
Efendimiz (s.a.s)in sıklıkla dile getirdiği şu duayı
kendimize şiar edinelim:
Allah'ım! Kulağımın kötülüğünden, gözümün
kötülüğünden, dilimin kötülüğünden, kalbimin
kötülüğünden sana sığınırım.'