burak yılmaz'ın problemi var mı bilemem, benim gözümde hep bu kalibre bir adamdı. trabzon'da çok gol attığı yıl, çektiği şuta oranladığınızda inanılmaz düşük bir istatistik vermekte zaten. terim drogba'yı bu adamın defolarını kapatabilmek için almadı mı? terim'in kendi ifadesi "benim savunma veya solbek sıkıntım yok. benim santraforum top tutamadığı için bu kadar gol yemekte bu takım"
şimdi kusurA bakmayın, burak efendi sadece topla buluşabilmek adına koşular yapan bir adam. ikili mücadeleye girmez, takım savunmasına katkısı yoktur. böyle oynanır mı? oynanır. ama o zaman öyle bir ortalaman olması lazım ki; takım seni tolere etsin. yanisi; jardel olmasan bile yakın bir istatistiğin olacak, bu lüxü hak edebilmek için.
gelelim selçuk inan'a...
bu adam burak'tan farklı olarak yetenekli, özel bir adam.
manisa'dan beri takip ettiğim bir oyuncu. düşüş dönemleri hep oldu. o zamanki hocaları veya yöneticileri bir şekilde durumu kotarmasını sağladı. manisa'da oynadığı dönem adı çıkmıştı, "sadece canlı yayın olan maçlarda iyi oynuyor" diye. bu motivasyon sorunu olduğunu gösterir. o dönem bunu çözmeyi başardılar, trabzon'a transfer yaptı selçuk. selçuk trabzon'la lige çok iyi başladı, sonra yine düşüş yaşadı. o dönem ersun yanal bu işi iyi çözdü. selçuk'un özel hayatındaki sıkıntılara dair en ufak bir fikrim yok. ama bu çocuğun zaten dönem dönem böyle sorunları oluyor. 3-4 maç hiç oynatmamak, futbolu özlemesini sağlamak bile belki bir çözüm olabilirdi, ama selçuk meselesi, gs yönetimi ve hocaları tarafında o kadar kötü idare edildi ki; galiba selçuk'u ülke olarak kaybetmek üzereyiz. ve bunda gs yöneticilerinin suçu neredeyse selçuk kadar.