"merhametin şanında zorlamaya yer yoktur, mübarek yağmur gibi o altındaki yere gök yüzünden dökülür, iki kat mübarektir: hem verene rahmettir, hem alana rahmettir. kudretlerin içinde en büyük kudrettir o: tahtındaki hakana tacından çok yaraşır; hükümdar tuğu geçici saltanatın remzidir. yürekleri titreten kral korkusu gibi saltanatla korkunun dayandığı şeydir o; fakat merhamet tuğlu saltanattan üstündür, onun haşmetli tahtı kralların kalbinde, allahın bile dayandığı kudret o, merhamaet adaleti yumuşattığı zaman dünya kudreti allah kudretine yaklaşır. bunun için yahudi, her ne kadar dileğin adalet olsa bile, şunu bir kere düşün: adalet yolundaki her hak yerine gelse bile, hiç birimizin ruhu selamete eremez. her duada allahtan biz merhamet isteriz, kendi dualarımız bize öğretiyor ki: rahmete ermek için merhamet etmek lazım. istediğin adalet merhametle karışsın diye bunu söyledim: fakat ısrar edersen venediğin bu adil mahkemesi hükmünü şu zavallı tacir aleyhine vermeye mecbur olur."