lal

entry81 galeri video1
    29.
  1. iclal aydin'in kizina dogmadan once yazdigi siir. (ayrica kizinin adi da lal'dir.)

    Canım kızım,
    Meğer sanaymış yolculuğum...
    Bir gün kendime neden yaşadığımı sordum.
    Bir anlamı olmalıydı başımdan geçen onca şeyin,
    Bir karşılığı olmalıydı hayatta.
    Bu soru sordum kendime,
    Yirmi üç yalındaydım.
    Ellerim yaşlanmamıştı henüz ama
    Soluk soluğa kalmış yorgun bir çocuktum.
    Bildiğim her şeyden, herkesten uzaktaydım.
    Yalnızlık, yabancılık, haksızlık
    Dünya kederleri bir olup
    Yüklenmişlerdi bir gece kalbime
    Balkona çıktım, dördüncü kattaydım.
    Soğuk bir kış gecesiydi
    Demirleri tuttum, caddeyi seyrettim ağlayarak.
    Göreceksin, insan nasıl acır kendine böyle anlarda.
    Yüz yirmi dokuz numaralı otobüs geçiyordu
    Ve bir kız köşedeki benzinciden çıkmış,
    Elimde bira şişesi ağlıyordu.
    Uzundu saçları.
    Kaldırıma oturdu, elindeki bira şişesini
    Karşısındaki saat kulesine fırlattı.
    Saat on ikiye on vardı.
    Ve belli ki ikimizin de canı çok yanmaktaydı.
    Annem geldi aklıma, bir Pazar dönüşü
    Elimi avucunun içinde kavrayışı ve bana doğumumu anlatışı.
    Yalnızmış sancıları geldiğinde
    Çok korkmuş “ya başaramazsa” diye
    Balkona çıkmış, insanları seyretmiş,
    “Başka kadınlar da çekti bu acıyı”, diyerek
    Ve başka insanların acılarından güç alarak
    Doğuma girmiş.
    Doğduğumda ilk yaptığı şey saate bakmak olmuş:
    Saat öğlen on ikiye on varmış.
    işte böyle demiştim kendi kendime
    “Buraya kadarmış.”
    Sonra çilekli pastayı, çaldığım vişneleri,
    Limonlu dondurmayı ne çok sevdiğimi düşündüm.
    Saçlarımı uzatacaktım, para biriktirip yollara çıkacaktım
    Ve bir daha hiç yirmi üç yaşında olmayacaktım.
    Büyük kararlardan önce mutlaka bir gece beklemeli
    Eğer sabah aynıysa her şey
    O zaman düşünmeli bitirmeyi bir hikâyeyi.
    Ertesi gün güneşli bir sabahtı
    Çoktan düşmüştü ruhumun ve kederimin ateşi.
    O günden sonra neler oldu bir bilsen
    Sana anlatacak o kadar çok şeyim var ki
    Çok korkuyorum sever misin acaba beni?
    iyi bir anne olabilecek miyim,
    Koruyabilecek miyim seni?
    Kalbimde ve zihnimde biriktirdiklerimi
    Eksiksiz iletebilecek miyim sana?
    Takvimler bir sonbahar çocuğu olacağını söylüyor.
    Annen de sonbaharda doğmuş bir bebekti.
    Bu mevsim hüzünlüdür kızım
    Ve çok sever güneşi.
    Şu anda minicik tekmelerinle ben buradayım diyorsun
    Gelişine az kaldı
    Seni sevinçle beklerken odanı hazırlıyoruz hevesle
    Ama ne yazık ki odan kadar özenli
    Ve sessiz bir ülkeye gelmiyorsun
    istedim ki benim gördüklerime sen şahit olma
    Ama onlar sana bile yetişti
    Geleceği zamanı kendi seçen biri olarak güçlü
    Ve benden de önde olacağını biliyorum
    Umarım sen de seversin karıncaları, kedileri ve kelebekleri
    Ben babasını ok özleyen bir çocuktum
    Dilerim sen ayrı kalmazsın,
    Seni sevinçle bekleyen babandan.
    Anneler ve babalar tanıyacaksın bizden başka
    Oğluna söz verdiği bisikleti alamadığında,
    Notalarla oğlunun adını yazan bıyıklı, yorgun babaları
    Ya da kendi giyemediği mavi Yirmi Üç Nisan elbisesini
    Sabaha dek uyumadan kızına diken anneleri.
    Sonbahara kendinden başkasını düşünmeyenleri,
    Kendi öfkesinde boğulanları
    Ve yalancıları tanıyacaksın,
    Aşkı tanıyacaksın bir gün
    Kalbin kırılacak
    Ve belki kıracaksın birilerini.
    iyi bir tamirci ol kızım,
    Çabuk onar kırdığın kalpleri
    Ve çaresiz kalma kendi kırık kalbine.
    Sen şimdi kendi öykünü yazmaya geliyorsun.
    Hayat iki seçenek sunuyor :
    Ya payına düşen kederi parlatacaksın
    Ya da ömrünle iyi geçinmeye bakacaksın.
    ikincisini tercih edersin umarım.
    Bana öğretildiği gibi kızım :
    Öğrendiğin çiçek adlarını unutma,
    Kelebekleri kitap arasında kurutma,
    Kin büyütme kalbinde
    Ve incitme kimseyi.
    Dilerim dünyaya geliş nedenini,
    Sen çabuk bulursun.
    Yolun açık olsun.
    Annen.

    5 Ağustos 2002
    0 ...