bu bahsedilenden bir tane bizim okulda var. asistandır kendisi. kezban kavramını insanlar genellikle kültür seviyesi geride kalmış, sokağa çıkıp medeniyet gördüğünde karşı karşıya kaldığı renkli dünyaya hayranlık duyma, imrenme duyguları ve bastırılmış cinsellik ile beraberinde bünyede meydana gelen iç çatışmalar ve çelişkiler karmaşası olarak yorumlamak isterler. alında kezban olarak tanımlanan bu kişi bir kenar mahalleden gelmiş, atıyorum babasından dayak yiyen ya da arkadaşlarıyla gezmesine tozmasına karışılan bir aile yapısından gelmiş olmak zorunda değil. bu kişisel de olabilir. altında geçmişte yaşanmış acı bir olay, kibir, cinselliğin gereğinden fazla korkunç bir şekilde kişiye empoze edilmiş olması, aşağılanma korkusu vesaire. yani sadece kültür seviyesine bağlamak çok da doğru olmasa gerek. illa ki etkisi var tabi o mesele ayrı.
iki saatlik labaratuvar dersi için bir asistanın iki farklı deney grubu vardır. karşılıklı iki masadan bir tanesi tamamiyle erkek karşıdaki grup ise olduğu gibi kızdır. deneyler yapılır. tabi erkekler bilgisayar donanımı konusunda kızlardan daha becerikli olması bir avantaj gibi görünse de işler pek o yönde gitmiyor bazen. asistan yapılan hiçbir şeyi beğenmez, program tamamen doğru çalıştığı halde asık bir suratla "orası neden o şekilde oldu, neden şu eksik bu eksik " gibi bahaneler söyler. ve düşük not verir. daha sonra deneyin yarısına gelememiş olan bu bayan arkadaşların yanına gidip canımlı cicimli gülüşmeler "ah şekerim bak onu öyle yapmıyorsun" tarzında konuşmalar.
bu tarz vakalar bana genellikle vajinismus u çağrıştırır. vajinismus la alakadar olmasa bile mesele yani kezbanlık olarak bahsettiğimiz şey fiziksel değil psikolojik bir mesele olmasından bu tarz sorunlara yol açma riski fazladır. ileride güzel bir hayat, mutlu bir evlilik için sarf edilen aşırı çaba mutsuz bir evliliğin temellerini de atabilir. bahsettiğim şey bekaret saklamak olayı değil. mesele tamamen psikolojik. ama bu tarz sorunların altında genellikle egosu fazla semirmiş olan kızların erkeklerin bazı üstünlüklerini kabullenememesi, akıllarını buna erdirememeleri var. yani,
bir erkekeğin bir kadını nasıl sikebildiğine anlam veremezler. işin aslı söylediğimiz gibi aşağılanma, hor görülme fobisi. cinselliğin tamami ile iki insan arasındaki menfaat alış verişinden daha çok bunu erkeğe özgü olarak görmeleri ve akabinde gelişen kullanılma korkusu. kendisini bir gün üçüncü sayfa haberlerinde bile göremeye yakıştıramayacak kadar egosu törpülenmiş kişinin bir erkekle yaşadığı karşılıklı ilişkinin vermek-almak olarak nitelendirmesi sonucu gelişen bazı "insan insanı siker mi yahu" veya "bu dünyada erkek olarak bir babama güvendim o da annemi sikti" tarzında felsefi yaklaşımlar. kişinin, yaşantısını enine değil deririnine arama yaparak kendini bulma arayışı.
sonuç olarak bu kişilerde zamanla bir kuralcı, baskıcı bir yaşam tarzına hatta çok dindar bir aileden gelmese bile bir dine yönelim söz konusu olabiliyor. bu güzel bir şey aslında fakat. kişi bunu inanç gereğinden çok kendi işine gelmesi, kendini koruma altına alma ihtiyacı olarak gelişen bir durum olabiliyor. dinin, kitapların gerektirdiklerini ne kadar benimsemiş olsa da kur'an da sıkça geçen "erkek üstünlüğü" teması bu hanım kızımızda yeniden bir hayal kırıklığına , kısır döngü şeklinde yine yeni yeniden ortaya çıkan hırsçıl, intikamcıl ruh hali ataklarına sebebiyet veriyor.
günümüz erkeklerinde "kezban" deyince hemen bir dalga geçme, aşağılama, alaya alma eğilimleri akıllara geliyor. oysa burada içinde bulunduğu bir ortamda ucu cinsellikten geçen en ufak bir konuda tüyleri diken diken olan, tanıştığı bir erkekle bu çocuk beni ne yapar ne eder bir şekilde siker paranoyasıyla hayatı uzaktan seyrederek yaşayan bir kişiye aşağılayıcı bir tavırla "kezban" olarak damga yapıştırmak ne kadar doğru orası tartışılır.