insan denen canlının diğer tüm canlılara eşit yaşam değerine sahip olup, doğanın adillik, adalet gibi hayali, insan zihninde var olan gerçeklere ihtiyaç sahibi olmaması.
doğada iyilik ve kötülük diye anlamların olmayıp doğanın böyle bir amacının olmaması, doğanın da iyi ya da kötü olmaması. evreni anlamanın insan sağduyusuyla hareket etmekten değil, evrene göre sayduyuyu en saf şekilde şekillendirmekten geçmesi. benmerkezci ve insan merkezli hayat gerçeklerinin, insanların uydurduğu, var olmayan, zihinde tasarlanan, hayali gerçekler olması. kimilerine göre bu kibir, bencil arzu ve duygulardan uzak bakışın tanrısal bir nazardan dünya ve evrene bakmak gibi olması.