günlerdir meydanlarda yapacağını yaptı zaaten daha ne bekliyorsunuz denilesi mesele. ne yapcak lan daha? ne sanıyorsunuz ki siz kitleyi! kitle elitlerin yönlendirdiği, manipüle ettiği, işine geldiği zaman onu coşturduğu, işi bitince de bir kenara atmakta beis görmediği bir topluluktur. hem ne bilir ki kitle? tek başına bir hiç olan kitle üyeleri kitlesel güçle kendilerinden geçerler. farklı kollardan bir nehir gibi çağıldarlar.
askerdeyken en anlamlı sözlerden birinin levhada olduğunu gördüm: "memleketini en çok seven görevini en iyi yapandır." halkımız bunu pek bilmez. yahudiye küfreder ama yahudinin sahip olduğu iş ahlakından zerre miskal nasiplenmemiştir. maliyede denetçilik yaptığım zamanları da hatırlarım. insanımız pek vergi vermezdi. yani kendi görevini, ödevini eda etmekten alabildiğine acizdi. bir asgari ücretlinin ödediği vergi kadar bir vergi ödemekten bile acizdi insanımız. sorulduğunda ben zekatımı veriyorum diyenler de vardı. bu köşe dönmecilik zihniyeti bu hale getirdi hepimizi. anlatayım. talebelerim size azıcık da kamu maliyesinden bahsedeyim. kafanız basmaz, siyaseti gazete sayfalarından ibaret sanırsınız.
bir devletin gelir ve giderleri vardır. giderlerin karşılanma biçimi üç türlüdür: vergi, borçlanma, emisyon artışı. vergi en temelidir. vergiden elde edilen gelir artan harcamaları karşılamaya yetmiyorsa bu kez borçlanma yoluna gidilir. borçlanmanın da dış ve içten yapılmasına göre ekonomik etkileri değişiktir. ekonomide yapılan hiçbir faaliyet yansız değildir. borçlanınca devlet borçlandıklarına bağımlı hale gelir. aradaki ayrıntıları anlatmıyorum sıkılırsınız. borç verenler derler ki, bak arkadaş sen petrolünü dogal gazını, yatırm malları ara mallarını yurtdışından alıyorsun. borç vermezsek ekonominin allak bullak olur. tepe taklak olursun alimallah. ayağını denk al. sen de ayagını denk almak zorundasındır. çünkü daha büyük yıkımlara küçük yıkımları yeglersin. devlet yönetmek ciddi bir iştir evlatlarım. öyle hadi lan girelim oraya, alalım lan burayı demekle olmaz. götünden uyduran ahmaklar olayın vehametinden ve bilgisinden bihaber olan devekuşları mesabesinde bakış açılarına sahiptir. herşeyin bir ilmi olduğu gibi siyaset ve ekonominin de bir ilmi vardır. kahvehane, kıraathane tedrisatıyla olmaz bu işler. yeterince açıklayıcı oldu sanırım...