yediğim fıstıkların kabukları etrafa saçılmış battaniyem yine yerde ters düz olmuş terliğimin biri yine kayıptı.
bir şey konuşasım bir şey söyleyesim yoktu.
yorgundum hiçbir şey yapmamaktan öylece durmaktan yorgun düşmüştüm yine. baldırlarımda garip bir ağrı vardı.
yerde duran antep fıstığı kabuklarına bir süre bakakaldım.
irkildim.zil çaldı. defalarca...
sonra perdelere gözüm takıldı ilk kez bu kadar detaylı inceliyordum bu beyazımsı uzantıyı.
sonra bu eve gelene kadar kaç el değiştirdiğini düşündüm. kaç el degmişti ona kimbilir bu odaya girene kadar.
makina ile diken işçi gözümün önüne geldi.
onu pazarlamaya çalışan tüccarla nasıl pazarlık yapıldığını düşündüm toptan alımında fabrika ile. sonra fabrikadaki diğer işçileri düşündüm.
perdenin üzerindeki siyah lekeyi silmek için dogruldum. sonra onu hızlıca çektim. üzerime serdim yatağıma uzandım.