2023 de bitecek 100 yıllık anlaşma efsanesi

entry8 galeri
    6.
  1. komiktir. buyrun bunu kahvelerde okutun.

    --spoiler--
    doğal kaynaklar üzerine sürekli egemenlik ilkesi

    egemenlik hakkının ve self-determination ilkesinin doğal sonuçlarından biri de, özellikle eski sömürge-yeni bağımsız devletlerin de etkisiyle, uygulanan uluslararası hukukta ekonomik içerikli egemenlik hakkının özel bir ilke olarak kabulü olmuştur. halkların ve devletlerin doğal kaynaklar üzerindeki sürekli egemenliği ilkesinin ilk ortaya çıkışı birleşmiş milletler genel kurulunun 21.12.1952 tarihli ve 626 (VII) sayılı, doğal kaynakların ve zenginliklerin serbestçe işletilmesi hakkı adını taşıyan kararıyla gerçekleşmiştir. ancak, anılan ilkenin, içeriği de açıkça saptanarak, kabul edilmesi birleşmiş milletler genel kurulunun 14.12.1962 tarihli ve 1803 (XVII) sayılı bir kararıyla oluşturulan doğal kaynaklar üzerindeki sürekli egemenlik bildirisi ile oluşmuştur. bu ilkenin geçerliliği daha sonra yine birleşmiş milletler genel kurulunca 12.12.1974 tarih ve 3281 (XXIX) sayılı bir kararla kabul edilen ve yeni uluslararası ekonomik düzen anlayışının temel belgesini oluşturan devletlerin ekonomik hakları ve görevleri yasası ile tekrarlanmıştır.

    anılan ilke yalnızca bm genel kurulu kararları çerçevesinde de kalmayarak, BM'ce hazırlanıp, kabul edildikten sonra 1976'da yürürlüğe giren iki insan hakları sözleşmesi ile de doğrulanmıştır. her iki sözleşmenin 1. maddesinin 2. fıkrası şu hükmü içermektedir.

    ''bütün halklar amaçlarına ulaşabilmek için, uluslararası hukuk ve karşılıklı çıkar ilkesi üzerine kurulmuş uluslararası ekonomik iş birliğinden doğan yükümlülükler saklı kalmak koşuluyla, doğal kaynaklarından ve zenginliklerinden serbestçe yararlanırlar. bir halk hiçbir durumda göz geçim kaynaklarından yoksun bırakılmayacaktır.''

    1962 bildirisinde kabul edildiği biçimiyle anılan ilke aşağıdaki kuralları içermektedir. 1. bu egemenlik ilgili devletin halkının yararına kullanılmalıdır. 2. yabancı yatırımlar ilgili devletin doğal kaynakları üzerindeki egemenlik hakkını kısıtlamamalıdır. 3. millileştirmeler ulusal çıkar ya da kamu yararı çerçevesinde yapılmalıdır. 4. millileştirme durumunda uygun zarar giderim ödenmelidir. 5. uyuşmazlık durumunda ilgili devletin iç başvurma yolları tüketildikten sonra taraf devletler sorunu hakemlik ya da uluslararası yargı yollarına sunabileceklerdir.

    profesör doktor hüseyin pazarcı - uluslararası hukuk (sayfa 151-152)
    --spoiler--
    0 ...