"bu işin fıtratında ölüm var" demişti bilge bir adam zamanında. sesi ölümün nefesi kadar soğuktu. haklıydı da. bu işin fıtratında vardı ölüm ama yine de madencinin annesi sormadan edemedi "oğlum yüzme de bilmezdi ya, suyun içinde ne yaptı" diye. babası ise oğlunun öldüğüne ikna etmişti çoktan kendisini. "doğru söyleyin, gitti mi şimdi bizim oğlan?" işte bu soruyu soran babaydı recep gökçe.
ajitasyon yapma diyeceksiniz belki. haklısınız da. bakanlığı döneminde yüzlerce işçisini diri diri toprağa gömen bakanların "bir tek simitle" günü geçirmelerinin malzeme yapıldığı bir ülkede hele de.