görüleceği üzere şikayet sahibi öyle kemalist filan değil, dindar ortağıdır. paraları götürdüğü ise mahkeme kararıyla tescil edilmiştir.
tabi bir de ingiltere'ye (malezya'ya değil, endonezya'ya değil, suudi arabistan'a değil, körfez emirliklerine değil) iltica etme girişimi var... malum, bir de atatürk'ü ingiliz ajanı olmakla suçlar!...
işte yobazlar böyledir dostlar. para bunların gözünün nurudur. para için yapmayacakları namussuzluk yoktur. aynı zamanda yalancılık ve müfterilik bunların tıynetidir.
bosna için para toplarlar, paralar marmarabank'ta faiz hesabında çıkar, holding kuracağız derler, kendilerine inanan saftirik müslümanların paralarını cebellezi ederler, yardım yapıyoruz derler, topladıkları zekat paralarını alman metresleri ile yerler...
bu vesile ile deniz feneri davasını açan dürüst savcı abdülvahap yaren'in dediklerini bir kere daha hatırlayalım:
Bu insanlar ne yapmış? Zekat, fitre, sadaka paralarını hovardalıkta kullanmış, şirketlerine aktarmış, paraları kendine mal etmiş. Bunu dini inançları suistimal ederek yapmış..... Deniz Fenerinde büyük hırsızlık olayı yaşandı. Zekat hırsızları ise masum gösterildi. Bunu ancak organizasyonun başındaki hırsızlar imparatoru yapabilir. Halk arasında bir tabir vardır; damda gezer, miyav der diye... Her şey ortada, isme gerek var mı?