bir iktidara etkili şekilde muhalefet edilebilmesi için, o iktidarın hatalarını görememesine neden olan basiretsizliği, vizyonsuzluğu aşabilmek ve o yönlerden iktidardan çok daha ileri noktada olmak gerekir.
hükümetin, kimini birikim yetersizliğimiz nedeniyle göremediğimiz pek çok hatası var. Ancak eleştirenler hükümetin beyin takımı kadar niteliğe sahip olmadığından çoğu zaman bu ölçüsüz eleştiriler etkisiz ve yüzeysel kalıyor. iktidarın üst üste seçim zaferleri de bunun göstergesi...
diğer yandan, türkiye halkı sadece dindarlığa ya da popülist politikalara kanacak kadar acemi ve sığ değil. onlarca yılların sonunda oluşmuş bir oy verme tecrübesi oluşmuş artık.
bu gün ülkede muhalifler yetersiz ve çaresiz.. gerçekten de hükümetin hatası, ihmali olan ağaçların kesilmesi ve iş kazalarından hükümetin derhal devrilmesi gereği sonucunu çıkaracak kadar gerçeklikten uzak ve çaresiz... bu olumsuzluklar adeta argümansız kalmış muhalifler için büyük fırsatlar neredeyse... ideoloji farklılıktan kaynaklanan birikmiş nefretin dışavurumunu sağlayan kısa meşruiyet zamanları... bunu ağaç katliamlarına, işçilerin hayatını kaybetmelerine aşırı anlam yükleyerek romantize etmelerinden de anlıyoruz...
ak saray denen yeni hükümet binasına yöneltilen eleştirilere de bu açıdan bakabiliriz. şurası kesin ki; böyle bir bina bu ülkeye gerekliydi. ankara yaklaşık 90 yıldır başkent olan bir şehir. bir şehirde kaba kaba, karaktersiz ve zevksiz binaların fazlalığı, o şehri başkent yapmaya yeterli değildir. bu yeni bina ankara'ya ruh katmıştır, başkentliğinin pekişmesine vesile olmuştur.
türkiye gibi köklü ve görkemli bir tarihe sahip bir ülkeye böyle bir bina israf olamaz. ülkeye yakışan bir binadır. ama işte vizyonsuz, dar kafalı olunca eleştiri nedeni olarak böyle gerekli bir binadan ekmek çıkarmaya çalışacak kadar yavan muhalefetimiz olabiliyor...