jest olsun diye musul ve kerkük ü vermek

entry7 galeri
    6.
  1. iki kutuplu ülkem insanınca sağlıklı tartışılamayacağı açık olan durumdur. aslında tartışılması gereken neresi verildi neresi alındı meselesi değil, misak-ı milli'nin ne kadar realist bir kavram olduğu ve bu tartışmalı kavramın osmanlı mebuslar meclisindeki kabul edilmiş kapsamı, ankara hükümeti tarafından kabul edilmiş kapsamı ve en nihayetinde lausanne'da masa üstünde uygulanabilmiş/uygulanmış kapsamı arasındaki farklardır. misak-ı milli'deki "milli" lafı ile ne kastedilmiştir, kurtuluş savaşı'ndaki ideolojik ve sosyal yapı nedir, kurtuluş savaşı ve lausanne'dan sonra kurulan devlet rejiminin "milli" den kastı ve ideolojik ve sosyal yapısı arasındaki farkları tartışmadan musul ve kerkük'ün elden çıkmış mı yoksa zaten elde olmayan yerleri boşuna alma çabası mı olduğunu zaten anlayamayız.

    gerçek şudur ki musul ve kerkük jest olsun diye de verilmiş değildir, zira 1. dünya savaşı sonunda bu topraklar zaten elimizde değildi. 12 ada da o tarihlerde yunanistan'a bırakılmadı, o adalar o tarihte italya'ya, dolayısıyla savaştan galip çıkmış itilaf devletleri bünyesindeki bir devlete aitti. kaldı ki musul ve kerkük'ü almamızın orada ne kadar az bir türk nüfus olduğu gerçeği bir yana, güneydoğu toprakları için lausanne'da türk-gayritürk gibi bir yaklaşımın değil, müslim-gayrimüslim farklılaşması olduğuna dikkat etmek gerekir.

    kemalistler hayalperest bir misak-ı milli'yi savunma telaşı içindedir, antikemalist dinci gruplar da lausanne'daki gerçekçi yaklaşımlardan bihaberdir. dolayısıyla bizi bir bütün olarak kapsayan cehalet bize bugünlerde 82 musul, 83 kerkük gibi saçma salak nidalar attırıyorsa bunu 1920'lerde değil kendi cehaletimizde aramalıyız.
    1 ...