--spoiler--
Huriye: Buyrun, bir yer mi arıyorsunuz?
Ferit: Şey ben elektrikçiyim de kontak var mı, diye bakıcaktım.
Huriye: Buyrun bakın tabii Kontak olmaz olur mu! Vardır elbet, buyrun.
Huriye: Sizi Allah mı gönderdi?
Ferit: Hayır, şirket gönderdi. Fakat burada bir bozukluk yok. Bir de ana sigortanıza bakabilir miyim?
Huriye: Anacığım sizlere ömür, ama benim nereme isterseniz bakabilirsiniz.
Ferit: Ana sigorta aşağıdadır. Ben bir inip baka...
Huriye: Aa valla olmaz, bir kahve içmeden bir yere bırakmam.
Ferit: Ama işim var.
Huriye: Öyleyse şeker alın. Biliyor musunuz yalnızlık çok kötü bir şey. Hele gençlikte.
Ferit: Öyledir.
Huriye: Bekarsınız herhalde?
Ferit: Evet.
Huriye: Ben de sizin gibiyim. Ne tuhaf değil mi nasıl da tanışıp arkadaş oluverdik. Kusura bakmayın kılığımda pek kötü. Durun hemen giyinip gelirim.
Ferit: Zahmet etmeyin. Ben sonra gene gelirim.
Huriye: Ne zaman, ne zaman?
Ferit: Ne zaman isterseniz?
Huriye: (baygın bir şekilde) sahi mi?
--spoiler--
--spoiler--
Memur: Selim oğlu Ferit'i kocalığa kabul ediyor musunuz?
Huriye: Nasıl etmem? Sevişiyoruz.
Memur: Evet mi, hayır mı?
Huriye: Evet!
Memur: Siz, Hasan kızı Huriye'yi zevceliğe kabul ediyor musunuz?
Huriye: Ediyor ediyor!
Memur: Sus hanım kendisi cevap versin!
(sessizlik olur)
Memur: Cevabınızı bekliyoruz efendim.
Huriye: Evet desene!
--spoiler--