10 yıl öncesine kadar IMF'den borç dilenmekte iken bugün başkanına ak saraylar inşaa edebilecek seviyeye gelmiş olmak, ay sonunu nasıl getirdiği tez konusu olabilecek seviyede geliri düşük olan fakirlerimizi ziyadesiyle gururlandırmaktadır.(!)
Saray'ın bir toplumun ihtişamını sergilemek için inşaa edildiği, geçen gün tartışmalar sürerken, bizzat ülkenin başı tarafından uzay çağında izah edildi.
Biraz kafa yorar isek, bundan yüzlerce hatta binlerce yıl önce dar çerçevede yapılan gösterişlerle ve kulaktan kulağa yayılan bilgilerle diğer imparatorluklara hava basma geleneğini yıkılmış, yok olmuş medeniyetlerde görebiliyoruz. Sarayın dışında, kasabada, köyde izde kim ölmüş kim kalmış çok umrunda olmasa gerek devletlülerin.
Şimdi aynı geleneğe atıfta bulunarak bizi ziyarete gelen bir Amerika, bir ingiltere, bir bilmem nere başkanının sarayımızdan çok etkilenecek olması düşüncesi komiktir. Gösterişli bir mekanla göz boyayıp elde edeceğiniz şey bugün koca bir hiçtir.
Sizi sizden daha iyi bilenlerin yapacağı kısa bir beyin jimnastiğiyle içten içe size gülüneceği aşikardır. Bunun farkında olmadan bu tür mekanların güçlü görünmek isteyen devletler için bir ihtiyaç olduğunu vurgulamak, çağ dışı kalmış bir liderin ya şaka yapmak, ya dalga geçmek ya da saf gördüğü önemli bir kesimi kandırmak amacını taşır. Bugün bir ülkenin hangi ileri seviyede ya da hangi çıkmazda olduğunu 9 yaşındaki bir çocuk elindeki akıllı telefonuyla araştırıp, sonuçlar çıkarıp teze dönüştürebilir.
Cumhurbaşkanlığı sarayını ziyarete gelen ve "ne büyük, ne mükemmel, ne zengin bir ülke" fikrine kapılacak tek lider profili Amazonlarda yaşayan yerli kabile reisleri olabilir belki, ama onların da tabletleriyle dünyayı gezdiği, turizm ayağına rol çaktıklarını düşünürüm hep.