her eski şarkısında beni küçüklüğüme götüren insan. yıl 1997. o sıralar babamın yeni aldığı toyota ile istanbul trafiğinde arka koltuğun arasından bakardım yollara. kaset tabii ki mustafa sandalın gölgede aynı albümü. yuvadan mezun olurken onun arabası var şarkısını söylemiştim. şimdilerde ise youtube da önerilen parçalarda gördüğümde eskilere giderim. o zamanlar anlatılmaz herhalde. o şarkıların samimiyeti, imkansızlıkla beraber gelen yaratıcılıklar. gariptir, aradan 16 yıldan fazla geçmiş olmasına rağmen her bir kelimesi aklımda o şarkıların. sadece o albüm değil. haluk leventin kral çıplak albümü, yaşarın divane albümü. o yaşlarda albüm seçecek kafada olmayınca senden 7 yaş büyük abla neyi aldıysa onları dinliyosun tabii. şimdilerde bakıyorum ne bu şarkılar kaldı, ne bu samimiyet var, ne bu yaratıcılıklar. o yaş grubuna dahil olanlar belki seri eksileyecek ama umrumda değil. bazen üniversiteye 95 lilerin geldiğini görüyorum. yaşamadıkları, kaçırdıkları şeylerin büyüklüğünü görüyorum. insanların son güzel olduğu zamanlardı 90 lar ve o da her güzel şey gibi bitti. her zaman ortak noktalarımın olduğu siz 90 çocuklarına selam olsun.
sizlere o albümde çok sevdiğim, anılarla dolu bir şarkı sözü kuplesi ile veda ediyorum.
Ne bilen, ne gören, ne duyan
Duysa da farketmez inan,
Ha bir an, ha ömür
Sürse de böyle