kuvayi milliye ruhu taşıyan şehirlerdeki insanların parti için değil Atatürk için oy verdikleri bölgelerdir. Bir başbakanın memleketine daha fazla ilgi göstermesi gayet normaldir. Bakınız kasımpaşaspor, bakınız kayserispor, kayseri erciyes spor bakınız trabzon 1453 takımlarının iktidar zamanları lig üstüne lig atlamaları takdire şayandır. Geçmişte Ordu-fatsa, Artvin, Zonguldak bölgelerinde sol partilerin kalesi durumunu göstersede günümüz yaşayan halka ait görüntüler irdelendiğinde o dönemin çocukları hatta torunları olan günümüz seçmen kitlesinin düşüncesini değiştirmesi olası olduğu anlaşılabilir. 50'li ve 60'lı yıllarda köylü sosyalist partileri ve dernekleri ile tikko'nun temelleri atılmakta idi, halkın kominizmin en öcü gösterilen yönü olan dinsizliği tüm yurtta tedirginlik yaratmış halk DP'yi iktidara taşımıştır. Ege bölge insanının değişime ve modernizasyona açık samimi bir kimliği olduğu için çağın şartlarını ve nereye gittiğimizi anlayabilecek doneleri reddetmeyen bir yapısı olması solun kalesi olmasını sağlamıştır. Bu bölgede sol partinin Chp olduğunu ve insanların solculuk için değilde Atatürk yadigarı olduğu için oy verdiklerini söylememe gerek yok sanırım. Getirin sosyalist demokrat partiyi Söke sokaklarında gezdirin. Asfalttan spatula ile sökerler. Ha bu gidişle daha kendi belediyelerinde vatandaşı mağdur ederek hiçbir problemi çözemeyen yerel yönetim anlayışı ile 5 seneye ancak alman kale oynarlar o ayrı.
Bu arada babaannemden öğrendiğim bir konuyuda geçmişteki türkiyedeki vatandaşın algısının ne kadar kötürüm olduğunu anlatmak için belirmek istiyorum. Yıl 1940-41, Alman meriç'te hududa dayanmış, Mc Artur, Churchill, inönü yalta konuşmalar ile başlayan cephe açma isteği memlekete kabus gibi çökmüş, trakya boşalmış, kara şeker, un ve gazyağı için bugün Kadıköy'de Altıyol olarak bilinen o zamanlar çayıryolu denilen noktada bazen 8-9 saati bulan kuyruklarda memurlara iaşe verilir, sade vatandaş, işçi ise neredeyse 1 gün bekler iaşenin yarısını almak için, o dönemler...
Anadolu ajansının verdiği bilgiler hep alman saldırılarını bahseder kazandıkları yerleri, işgal ettikleri yerleri anlattıkça ertesi gün memleket gazeteleri sevinç içinde haberi basarlar, kahvelerde ise enver paşa geleneği olarak oluşabn bilindik alman hayranlığı sebebi ile yahudilere yapılanlar takdir edilirmiş. Bab-ı Ali'den konu ile ilgili olarak hergün ''şurada şu kadar yahudi öldürüldü, bu kadarı öldürüldü'' şeklinde yapılan haberleri halkımız 1940 haziran ayında Beyazıd- Divanyolu üzerinde fener alayları ile destek vererek kutlamışlardır. Bana söylediği cümle hep hafızamda kalmıştır; '' evladım o zamanlar yahudiler onlarla savaşıyor sanıyorduk, bizimde eski dostumuz olduğunu bildiğimiz için halkın %90 ı destek verip zaferleri ile bizde seviniyorduk, ne zamanki Nünberg mahkemeleri kuruldu, toplu mezarlar açıldı, kamplar görüntülendi işte o zaman desteklediğimiz için milletçe hepimizde bir utanç oldu. almanlara karşı cephe açacağınıza almanyaya destek olun, yahudilerle savaşan alman kardeşlerimize destek olun deyipte edirnenin ötesine erzak taşıyanların sesi o zamanlar pek gür çıkardı, inönü'nün karısı ve çocukları hakkında ileri geri konuşurlar, inönüde bütün sertliği ile üstlerine komutanları gönderir, baskınlar yaptırırdı, dedende mahalladeki kahveden bunları duyarmış'' demişti.