artık beni yavaştan çözdünüz sözlük. turuncu bende huydur. gel gelelim bugün ne oldu.
ütopik bayan buluşma davetimi kabul etti bundan 2 gün önce. beraber ceket alacağız suadiye bershka'dan. en güzel, en canti kıyafetler giyildi. parfümler sıkıldı, saç baş derken; brad pitt yanımda nihat doğan kalırdı. yine bildiğiniz üzere bugün eve internet bağlatacağım. buluşma saati 14:30. adamlar 12:30'da kuruluma gelecek. herkes ne kadar dakik olduğumu bilir saliseye kadar bilirim saati. neyse;
superonline'dan geldiler saat 12:37'de. dedim ''ben gereken imzaları çakayım, çıkmam lazım acelem var.'' tuzla'da yaşıyorum ben de bostancı'ya gidene kadar yaşlanıyorum yolda. hemen çaktım imzaları çıktım evden. durağa gittim 133t bekliyorum. ama bildiğin bekliyorum yani pide kuyruğunun sonundayım sanki o kadar uzun bekledim, yok. gelmedi. sonra tak! bi telefon; ''tosbik bey kusura bakmayın superonline'dan arıyorum, nüfus cüzdanınızın fotokopisi var mı evinizde? yoksa getirebilir misiniz?'' zaten durak dairenin önünde. dedim hemen vereyim zaten otobüsün geleceği yok. gittim eve, fotokopi makinesi yok zaten. fotoğrafını çekti arkalı önlü.
+''tekrar kusura bakmayın''
-''mühim değil''
ulan amına koyayım nasıl değil!
dış kapıyı açmamla otobüsün önümden süzülmesi bir oldu... ıslık çaldım bağırdım çağırdım durmadı tabii ki. ibne şoför senin de amına koyayım. ben ki ütopyasıyla buluşmasına saatler kalmış insan... nasıl sinirliyim. arkasından ayakkabımı fırlatacaktım da çok pahalıydı kıyamadım. telefonu sallasam enayilik olacak. eh, arabamız da yok. kaldı ki ehliyet sınavını geçemedim daha. (itiraf üstüne itiraf)
bekleme moduna alınmış gibiydim sözlük. sanki ömrümden ömür gidiyordu her saniye. ulan insan ilk buluşmada geç kalır mı? nihayet geldi. git git bitmiyor yol. saat 14:20 iken ben henüz pendik'teydim. neyse ki pendik'ten sonra şoför değişti. bir anda fon müziği değişti hayatımın, bırakın çalsın bi;
ikinci şoför daha bi heyecanlıydı sanki. tokyo drift gibi gidiyorduk sözlük. adam sağ olsun sanki bana hızır gibi yetişmişti o an. adama gidip daha hızlı olmasını söylesem uçak olup uçacaktık sanki. bir bir solluyordu. sanki magandaydı. ceza yemek ister gibi bir hali vardı. küçükken pek illegal takılamamış galib... lan ne diyorum ben. konu saptı amk. devam ediyorum;
şansıma, telefonda ne kontör ne bişey... yanımdaki adamdan rica ettim. adam kırmadı sağ olsun verdi hemen çektim mesajı. ''ütopyam, ben tosbik saat 3'e doğru orada olacağım...'' artık içim rahattı. ''bekler'' dedim. ''ölmez ya'' dedim. özür için bir şeyler bulurdum elbet güzel bir restoran vesaire.
otobüsten indim. saat tam 14:58'de.
nasıl koşuyorum; önce yokuş yukarı, sonra yokuş aşağı ve son düzlük... koşarken de terör estiriyorum. ilik gibi kızların nefesini kese kese ilerliyorum yoluma. durup bi selam çaksam, kimin kime çakacağı belli olmazdı. amacımı saptırmadım ama. hedef bu sefer ütopyaydı. hayata öyle bir gol atacaktım ki, ölene kadar jeneriğim bu olacaktı beynimde sürekli oynayan.
buluşma noktasına vardım; saat 13:01. bir yandan kocaman gözlerimle o'nu arıyorum. bir yandansa turkcell bayii, kontör için. kesin bir yerde oturuyordur. hemen gittim turkcell'e işimi hallettim. aradım o'nu. ''aradığınız num...'', ''kes lan'' dedim. kapatıp bir daha aradım. ''arad..'', ''yeter duymak istemiyorum!'' heyecandan var olan soğuk terler, koşuşumdan mütevellit akan sıcak terimle karışmış. ılık olmuştum. (yok lan olur mu hehe) sonra -çaaat- flashback oldum sözlük. avradın telefonu bozuktu... söylemişti bana zamanın birinde. ''kafanı sikeyim tosbik, git bi sigara yak ve düşün ben niye böyleyim diye''
aslında suç bende değildi. ama bana göre bendeydi. sen ki ütopyana ramak kalmış insan, nasıl olur da ellerinden kaçırırsın bu şansı. yakışmadı. sen bekle bekle, sonra ''bön göç koldoom'', ''kusura bakma tosbik ama ebenin amı yani''
gittim bankın birine oturdum, yanımda saksafon çalıyor adam. nasıl hoşuma gitti müzik. yıkılış desen değil, mallık desen yakışmaz, ibneklikle alakası yok zaten, piçlik desen olay benim aleyhime, bir şey yapıştırmam lazımdı kendime sözlük. ama hiç biri de yakışmıyordu. sonra ''allah allah'' deyip geçtim genç osman misali. telefonda 4 cevapsız arama ''diğer'' kızlardan.
bekledim o bankta ciddi ciddi sözlük. evini bilsem koşarak gitmeye razıydım.