Iyiliği bir korkuyla ya da kaygıyla değil de erdemiyle yapabilen insandır. Bu yüzden en güzel iyilik bu olmalıdır. Çünkü arkasında arzulanan korkulan hiç bir şey yoktur. Böyle bir tabir var mi bilmiyorum ama 'ilkel imanlı' diyebileceğim, cehennem korkusu ve cennet arzusuyla hatta belki biraz da riya karıştırarak inanılana yaranma duygusuyla yapılan iyilikten kat be kat yücedir. Ha, denilebilir ki işe yaramaz iyiliği inanmadiği sürece doğrudur çünkü allah katında iman şarttır. Ama zaten yukarıda da belirttiğim üzre güzelliği de bundan gelir, korkusuz-kaygısız-amaçsız.
Benim zavallı fikrimce yunus emre'nin:
"Cennet cennet dedikleri
Birkaç köşkle birkaç huri
isteyene Ver onları
Bana seni gerek seni"
Sözleri de ilkel imanlı ile inanmayan arasında yer alır. Amaç var kâr yok.