ben ilk defa ne diyeceğimi bilmiyorum. ilk defa bu kadar çaresiz ilk defa bu kadar aciz hissediyorum. sanki bu bedene esir düştüm, nefes alamıyorum... ben bilmiyorum. -ben en çok ölüyorum. ya ne desem ki? sen hiç derdini anlatamayacak kadar dertli oldun mu? mutluluktan çok parça pinçik acının hakimiyetini hiç yaşadın mı? yaslanabileceğin biri olmadığını hiç hissettin mi? -yalnız olduğunu. yapayalnız olduğu... seni mutlu edecek her şeyin yok olduğunu -sahi ya sen bunu hiç yaşadın mı? elinde ki tek şeyin hastalıklı bir beden ve bir tutam hayal olduğu bir dünya'da tek başına dik durmaya çalıştın mı? herkesin acısının oluşu, bu acıyı sıradanlaştırdı ama bu fikir daha çok acıtmadı mı? bambaşka hissederken sıradanlaşan sen..., ölen ben... her şeyi geçtim, ne istediğini bilmeyen, çaresini bilmediğim bir fikir... hayır, bu kadarı çok fazla. bak ben ezildim, dümdüz. ben yokum galiba. hissetmiyorum. sinirlerim yok... ben susuyorum. fikirlerim yok. sadece acı. saf acı...