savaş yıllarında bosna'da kurşuna kafa atmış bir adamdı vahid halilhodzic. trabzon ve ulusal basının dillendirdiği ve insanları yönlendirmek istediği gibi sunduğu haberler dışında kendisi bir o kadar da bize benziyordu. tribüne gönderilişi defalarca dillendirildi, ''bakın işte sinirli'' denildi. kim benim takımımın oyuncusuna sert müdahalede bulunursa aynı şekilde tepki gösteririm. hem de sakatlıklardan kurtulmayan bir takımın hocası olarak yaparım bunu. bu kadar basit. vahid hoca da yaptı bunları. kötülenmeye çalışıldı, istenmediği için.
aslında hedefi yine yanlış gösteriyorlardı. hedef bu takıma vahid hoca gelmeden önce ''göndermeyin'' dediğimiz hami mandıralı'yı gönderen ibrahim hacıosmanoğlu ve yönetimi olmalıydı. ama bakıyoruz ki, basın nasıl yönlendiriyorsa alaklı alakasız her insan ona göre şekil alıyor, fikirleri ona göre oluşuyor. bu gaza gelen tenekeler de hedefini şaşırıyor.
karşılıklı anlaşarak yollarımızı ayırdık, falan denilmiş.
sonuç itibarı ile vahid hoca kalan aylıklarını alacak.
böyle dik, savaşçı bir adam böylesine yeni kurulmuş bir kadro ile elbette başarıyı sağlayacaktı. ama takımı 2 maç üst üste kazanamazsa ölecek hastalığına yakalanmış olan fanatikler yüzünden ipini çektiler hocanın.
benim bir teşekkür borcum var.
bir de bu fanatikler adına ''grand pardon hoca vahid!''