taner yıldız

entry381 galeri video2
    298.
  1. Enerji Bakanı Taner Yıldız, Soma’nın Yırca köyündeki izinsiz zeytinlik kıyımını ‘bir kayıp olarak görmediklerini’ belirtip şöyle buyurmuş;
    “100 -200 ağaç Türkiye’nin gelişimine engel olamaz”
    Gayet iyi biliyoruz sayın bakan. Sizin “gelişim” dediğiniz şey
    Ne Egenin asırlık zeytin ağaçlarını tanır
    Ne Karadeniz’in derelerinden su içen kurdu, kuşu
    Ne Soma’da ailesini doyurmak için çaresizlikten girdikleri yerin yedi kat dibindeki madenlerde ölen 300-500 madenciyi
    Ne Beyoğlu’nun eski sinema salonlarını
    Ne Gezi Parkı’ndaki bir tutam yeşili
    Ne 14 yaşındaki evladını toprağa veren ananın acısını
    Ne Anadolu’nun onbin yıllık genetik mirası olan yerli tohumlarını
    Ne (Kaç)Ak-sarayınızı kondurmak için katlettiğiniz tarihi Atatürk Orman Çiftliğini
    Ne havuza fon aktaran AVM lerinize yol açmak için devirdiğiniz ODTÜ ormanını,
    Ne 5 yıldızlı otellerinize yer açmak için kaza(!?) ile kendi kendine yanan Akdeniz’in yeşil örtüsünü….
    Lakin sayın bakan, sizin “gelişim” diye öğündüğünüz şey bir kanserli hücredir aslında. O geliştikçe siz ölürsünüz.
    Artık ayakları toprağa değmemiş, ömründe hiç ağaca tırmanmamış, o dallardan meyve koparmamış, hırçın çocuklarınız olur. Derelerden, asırlık çeşmelerden değil pet şişelerden tanırlar suyu. Sincapları, ceylanları tel kafeslerin ardından seyrederler. Sabahın kör karanlığında uykulu gözlerle doluştukları servis araçlarında “kalabalıktan biri” olmayı, okullarınızda güce biat etmeyi öğrenirler.
    Yaşayan her şeyle bağlarını koparırsınız o nesillerin. Sonra sizler gibi yüreksiz, vicdansız, kıyıcı kuşaklar büyütürsünüz. Bir türlü parçası olamadıkları için yaşayan herşeye içten içe nefret duyan, AVM leri parklara, otobanları koruluklardaki patikaya tercih eden ölü-sevici yandaşlarınız olur. Ve sizi iktidarda tutan o yandaşları tatmin etmek adına giderek daha fazla öldürürsünüz.
    Sizler, her biri bir hayat taşıyan canlıları sayılaştırıp nesneleştirdikçe gelecek kuşaklar için de ne 100 – 200 ağacın, ne 300- 500 madencinin, ne açlık sınırı altında yaşamak zorunda bırakılan 5-6 milyon insanın, ne de devletin bekası için yok edilmesi gereken 8-10 milyon muhalifin lafı olmaz.
    Diktatör olmak için mutlaka milyonları katletmeniz gerekmez sayın bakan. Gücünüzün yettiği yerde tek bir canlıyı bile nesneleştiriyorsanız bu mikrop bünyenize bulaşmış demektir. Bu bir nicelik değil nitelik meselesidir
    0 ...