bilişsel alanın ikinci basamağı olan anlama basamağında tıkandığınız için, işi uygulamaya dökemiyorsunuz. uygulamadığınızı analiz edemez, analiz edemediğinizi değerlendiremezsiniz. değerlendiremediğiniz konuda da bir şey yaratamazsınız. yani o dili konuşamazsınız.
halbuki önce şu önyargınızı bir kenara atsanız, derse girdiğiniz anda kendinizi şartlayıp dersi adam gibi dinleseniz, yani öğrenmeye açık olsanız, öğretmenin size öğretemeyeceği hiçbir şey olmaz.
hazırbulunuşluk öyle önemlidir ki eğitimde. sen deftersiz kitapsız gel, hoff yine mi ingilizce, sikicem ingilizceyi mottolarıyla sınıfa gir. boş kafayla hocaya gözlerini kilitle (o an çok mal görünüyorsunuz), ama ruhun bambaşka yerlerde olsun. sonra öğrenemiyom. hı hı.