ana okulum... annem babam ayrılalı bir yıl olmuştu. erkenden her şeyin farkına vardım. dostlukların biteceğini biliyordum. hayatın keyfini çıkarmak lazımdı. ne kadar da büyümüştüm. saat 12 civarıydı. beni okula götürdü annem ve teyzem. elimde simit. kafamda ucunda köpekli şapkam. dünya tatlısıydım her zamanki gibi. üst katına çıktık okulun. simitim bitmişti. susadım. sınıftan su içtim. baktım lego'lar, mıknatıslı tren... salak bir kız geldi yanıma. annem ve teyzem öğretmen ile konuşuyorlardı. kız elime oyuncak verdi. ben de ''neden yanıma geldin? arkadaşlarınla oynasana.'' dedim. kız çok zengindi çantası tazmanya canavarındandı. sonra annem dedi ki ''hadi oğlum gidiyoruz.'' kısık bir sesle, utangaç halimle; ''ben kalayım siz beni akşam alın buradan.'' dedim. orada kaldım. çocuklar çok maldı. legodan kule yapınca eğleniyorlardı. bense trenlerin zıt mıknatısını birleştirmeye çalışıyordum...