evlenmeden önce kadın kendine bakar, kılını tüyünü alır, sahiplenir anaç anaç, erkeği etkilemek için parfümler, şık kıyafetler, pek bir konuşkan olur, sanırsın dünyaya düşmüş bir melek hemen evleneyim.
ya evlendikten sonra?
yukarıdakilerin hiçbirini yapmaz, bir erkek kadar kıllıdır, bıyıklı, koltuk altları iğrenç, memelerinden dahi kıl çıkar, etek tıraşı desen zaten hak getire... sahiplenmez, bir su getir desen kalk kendin al deyip kadın erkek eşitliğine dem vurur, parfüm marfüm yok, yanında osurur, artık esans odur, şık kıyafet falan giymez ninen gibi giyinir, konuşmaz, senin yanındayken bile cep telefondan oyun oynar. sen konuşsun istersin o da yok, paylaşım yok, gider yatar canı isteyince. o zaman anlarsın dünyaya düşmüş bir şeytan olduğunu.
dombalağın biri olur çıkar, şişer dikkat etmez kilosuna ne de olsa amacına ulaşıp evlenmiştir. ne seks vardır, ne evde temizlik, ne yemek...
sonra erkek oyuna getirildiğini düşünür, başka bir kadınla birlikte olur. bu da suç olarak görülür.
yemeği dışarıda yemek zorunda kalır erkek, çünkü evde yemek yok. ya da dışardan pizza sipariş edilir. evi bok götürür dışarıdan gündelikçi kadın çağırılır. seks mi? o da yok, evde hiç yok, boşuna alınmış çift kişilik yatak. çünkü karının başı ağrır, kakalıdır, canı istemez. o zaman da dışardan temin etmen gerekir onu da. kaç yaşına gelmiş adam tutup da mastürbasyon mu yapacak ortaokul bebesi gibi...
bunların ışığında bir erkek karısını aldatmaz aslında olmayan şeyleri tamamlar.