kimin hak yolda, kimin batıl yolda olduğunun en açık delilidir.
evet, ergenekon dendi, balyoz dendi, poyrazköy dendi, casusluk dendi şu ülkede kemalistlere yapılmayan zulüm bırakılmadı. tüm bunlar abd - akp - cemaat işbirliğinin marifetleriydi (bkz: casusluk davası).
insanlar paralel mahkemeler tarafından, uyduruk delillerle mahkum edildi. yıllarca hapis yattılar...
amma ve lakin zalimler ittifakı, binlerce kişi içinden, numunelik de olsa bir itirafçı bile çıkaramadı. dolayısıyla "gizli tanık" diye ipten kazıktan kurtulmuş sabıkalı yalancı serserileri sürdüler piyasaya...
şimdi ise zalimler birbirlerine düştü. birbirlerine yapmadıkları çirkefliği bırakmıyorlar (bkz: yobazlar ve çirkeflik). sözde hak yol üzere olan, sözde ne yapıyorlarsa allah rızası için yapan, sözde kimseden korkusu olmayan her iki taraftan da itirafçılar çıktı süreçte... zamanla sayılarının artacağı kesindir.
iktidarın yolsuzlukları ortaya çıkınca erdoğan bayraktar'ın panik halinde yaptığı açıklamalar ortada... "ne yaptıysam başbakanın emriyle yaptım" dedi ve rte'yi istifaya davet etti. rte kimlerle yola çıktığını pek iyi bildiği için olaya anında el koydu. zira gevşek davranırsa itirafçıların ardının kesilmeyeceğini biliyordu...
şimdi de cemaatin itirafçıları piyasada. biri meşhur hüseyin gülerce...
polis içinde de itirafçılar olduğu biliniyor. kimileri casusluk davası (bkz: casusluk davası) gibi davalarda sanıkların evlerine, işyerlerine nasıl sahte delil yerleştirdiklerini itiraf ettiler bile...
sorsan her iki tarafın da itirafçıları alnı secdeli mücahitler, kemalistler ise kafir!... kimin kim olduğu, kimin kaç okka yüreği olduğu ortada değil mi?