kim ne derse desin son beşiktaş maçı göstermiştir ki fenerbahçe'nin rakipleri ile arasında kadro ve sistem olarak ciddi bir fark vardır. beşiktaş maçına kadar fenerbahçe ve ismail kartal yerden yere vurulsa da, ligin başından beri istatistikler fenerbahçe'nin bir çok konuda zaten önde olduğunu gösteriyordu.
fenerbahçe'nin eleştirilmesinin en büyük sebebi beklentileri karşılayamayan bir futbol sergilemesi; ancak kapasitesinin altında performans sergileyen fenerbahçe'nin birbiriyle oynamaya alışmış oturmuş bir kadrosu ve 3 yıldır değişmeyen bir sistemi var. galatasaray'ın fatih terim sonrası yaşadığı önce teknik direktör sonra da yönetim istikrarsızlığının futbol takımına da yansıması ve beşiktaş kadrosunun fenerbahçe'yle kıyaslanamayacak kadar dar olması fenerbahçe'yi rakiplerinden ayırıyor. aslına bakılırsa bu durum milli takımın başarısız olmasının da temel nedenlerinden.
her ne kadar fenerbahçe güçlü olsa da, bu durum fenerbahçe'nin ligi silip süpürebileceği manasına gelmiyor zira ismail kartal takımın hücum gücünü tam anlamıyla sahaya yansıtabileceği bir zihniyette takımı sahaya süremiyor. takımın kadrosuna bakıldığında oyuncuların çoğundan tam verim alınamadığı bir gerçek. bu zihniyetle giderse fenerbahçe özellikle deplasmanlarda zor gol atan ve zor maç kazanan bir takım görüntüsünden kurtulamaz.
maçın detaylarına gelirsek fenerbahçe golü erken bulmasına rağmen ilk yarıda oyunun kontrolünü bırakmadı ve pozisyonlar da buldu. 2. golü ilk yarıda bulsa çok farklı bir maç olabilirdi. beşiktaş'ın ilk yarıda duran toplar dışında pozisyona girememesinin kötü futbolunun nedeni olduğuna katılmıyorum zira bu duran topların bir çoğu, beşiktaş'ın fenerbahçe kalesini olcay'ın atılmassına kadarki 10 dakika boyunca dönen topları toplayarak ciddi bir baskı altına alması sonucunda geldi. bu 10 dakika dışında beşiktaş ilk yarıda hiç etkili olamadı. bunun en büyük sorumlusu ise rakibini neredeyse hiç incelemeden takımını sahaya süren bilic'ti. caner'in beşiktaş sağ kanadını adeta koridora çevirmesinde ve olcay'ın atılmasında en büyük kabahat bilic'in. bilic'in maça göre taktik belirlemedeki zaafları bu maçta da açıkça görüldü. zaten kendisinin henüz hiçbir derbi kazanamamış olması da bunun bir göstergesi.
olcay atılınca 2 devre fenerbahçe anlamsız bir şekilde oyunu kendi yarı sahasında kabul edip topu beşiktaş'a bıraktı. beşiktaş'ın hem eksik olması hem de oyunu çevirebilecek yetenekte oyuncularının olmaması gol pozisyonu üretmesini engelledi. buna rağmen ismail kartal'ın sanki ilk yarıyı hiç görmemişcesine takımın oyun planını değiştirmesi fenerbahçe'nin galibiyetini riske atmaktan başka bir şey değildi.
fenerbahçe'de gollere imza atmalarına rağmen emenike ve sow güven vermeyen futbolcular. emenike belli ki futbolunu maalesef geliştiremeyecek. sow'un ise fizik olarak ilk geldiği günle alakası kalmadı; kiloları tvden bile görülüyor. beşiktaş'ta ise demba ba'nın antrenman yapmadığı maçta girdiği hiç bir ikili mücadeleyi kazanamamasından açıkça belli oluyordu. ne bekir'le ne de kadlec'le girdiği omuz omuza mücadelelerde bile ayakta kalamadı.
sonuç olarak medyanın abarttığı gibi ne beşiktaş futbol olarak uçuyordu ne de fenerbahçe rezilleri oynuyordu. takımların kadro yapıları ve sistemleri incelendiğinde ortaya çıkan sonuç normal.