gayet de ortada olan sebeplerdir. ama benim adıma en önemli sebep, akpnin yalakalığını yapmak uğruna söylemeyeceği yalan, saçmalık olmayan insanlardır. özellikle de bazı gazeteciler, basın mensupları ve onların patronları.
denilmiş ya ülkeye yapılan hizmetler falan diye. doğru, 2002-2008 arası dönem belki türkiyenin bir asırlık tarihinde en büyük ilerlemeyi kaydettiği iki dönemden birisidir. ama 2008den sonraki dönemde akp hep bu "icraatleri" ile goygoyculuk yaptı. halbuki son 6-7 senedir yapılan icraatlerin çoğu yandaşların cebini doıldurmaya yönelik.
burada oturduğu yerden ahkam kesenlerin çoğu ya akp haricinde hükümet görmemiş gençler, ya da yaşadıkları dönemi pek anlayamamış cahil cühela kesim. ya da ikisi birden! sürekli "tüp kuyruklarına" "yağ kuyruklarına" vurgu yapılıyor. peki biliyor musunuz o kuyruklar neden oldu? türkiye abdnin rızası haricinde kıbrısa harekat yaptı diye uygulanan ambargo yüzünden yaşandı tüm bunlar. ve hükümet karaborsayı önlemek için bu yola başvurdu. karne ile gıda dağıtımı. ya ne yapsalardı? sizin üçkağıtçı hükümetiniz olsaydı başta da, yandaşlarına karaborsa için göz mü yumsaydı? binlerce yoksul vatandaş açlıktan ölümün eşiğine mi gelseydi?
kıbrıs harekatından bahsederken iyi güzel, ambargonun sonucundan bahsederken beceriksiz hükümet öyle mi? hadi oradan! bunu sizin kafanıza sokanlar da gayet iyi biliyorlar yalanlarını, palavralarını ama onlar öyle şerefsiz öyle kaypaklar ki, umurlarında bile değil bu gerçekler. siz de onlara körü körüne inanacak kadar saf ve cahilsiniz maalesef.
akp iktidara geldiği ilk yıllarda yaptığı hizmetlerin suyunun nereden döndüğünü açıklamıştı. şöyle demişti erdoğan: "hırsızlığın, yolsuzluğun önüne geçilince bu kadar zenginliğimiz oluyor işte." biz de avuçlarımız patlayıncaya kadar alkışlamıştık onu. ancak 2008 sonrası süreçte akpnin de benzer yolsuzluklara göz yumduğunu, ya da bizzat dahil olduğunu sürekli duyuyorduk. özelleştirmeler tam bir soru işaretiydi bir kere. bazı şirketler yok pahasına gidiyordu, bazılarından da pis kokular yükseliyordu. erdoğan bu iddialara hep şöyle cevap verdi: "bakın eğer bu iddialarını ispatlarlarsa ben her şeye varım. yok eğer ispatlayamazlarsa namussuzdurlar şerfsizdirler." peki ne oldu sonra? 17 aralık patlak verdi? allah aşkına konuşun, elinizde önceki hükümetlerin yolsuzluk yaptığıyla ilgili, bundan daha sağlam ne gibi deliller var da konuşuyorsunuz? heh? ulan tonla ses kaydı döküldü ortaya. yok montajmış, bilmem neymiş. ardından açıklama geliyor, başbakanlığı bile dinlemişler. aptal kandırır gibi milleti kandırdılar. millet kanmaya dünden razı. bak ne diyor vatandaş:
tamam belki siz bu ahlaksızlıkları içinize sindirebilecek kadar geniş olabilirsiniz, ben de sizin gibi olmak zorunda mıyım?
sonra gelelim ülkenin kalkınmasına. bugün aynı şeyleri sayıklayıp duranlar, önümüzdeki ekonomik krizde akpye en büyük küfürleri edecekler göreceksiniz. akp dönemi zenginleşme, tamamen kalkınmayla ilgili değil. öyle olsaydı şimdi götümüz tutuşa tutuşa fedin alacağı kararları bekliyor olmazdık.
türkiyenin 3 kat zenginleştiği de tamamen zırvalıktır. bunu yakın çevrenizden de test edebilirsiniz. evet, bir zenginleşme var orası kesin. yoksul kesim de, zengin kesim de son 12 yılda zenginleşti. ama en çok "yandaş" dediğimiz kesim zenginleşti. hem de kat be kat zenginleştiler. daha geçen gün bir arkadaşım anlattı patronunun devletten milyonlarca liralık bir ihaleyi nasıl kaptığını. üstelik işe yaramayacak, çalıntı bir proje üzerinden. bir bakın bakalım etrafınızda devletten ihale koparanlar nasıl koparmışlar.
haa, tüm bunlara inanmıyor musunuz? bunları göremiyor musunuz? ulan daha bir kaç ay önce soma, şimdi ermenekte yaşananlara ne diyeceksiniz? tek suçlu aç gözlü patronlar öyle mi? siktirin oradan! dünyada aç gözlü olmayan kaç tane patron var lan? birisi size dese "bana şu kadar para ver, bir senede o parayı ona katlayayım" tutup o adama hayır der misiniz? bunun önlemini devlet alacak. hele ki madense söz konusu, o zaman devlet birincil derecede mesuldür. sizin biricik bakanınız demedi mi geçende "bu tarz işlerde hatır meselesi olmamalı, bütün bakanlar ortak hareket etmeliyiz" diye. ne demek lan hatır? her sene yüzlerce işçi, bir takım yandaşların hatırı kırılmasın diye öldürülecek ve ben buna ses çıkarmayacağım öyle mi? ben o kadar şerefsiz değilim.
şimdi siktirin, sessiz sessiz oyunuzu kullanın. orada burada da ötmeyin "bu kadar hizmete rağmen niye oy vermiyorsunuz" diye. belli ki sizin hayat felsefenizle bizimkiler pek uyuşmuyor. ben şahsen, başkalarının hakkına girerek, insanların ölümüne sebep olarak, yetimlerin ahını alarak zenginleşmeyi de, bu şekilde zenginleşenleri desteklemeyi de kendi onuruma gururuma yediremem. siz yedirebiliyorsanız, bunda beis görmüyorsanız ne mutlu size! alın yeni türkiyenizi başınıza çalın.