uzun süredir içinde bulunduğum ruh halinin, hangi jargonda yer aldığı hakkında emin olmadığım iki kelimelik hali. sürekli bir eylemsizlik içerisinde kısılıp kalmış ve prensiplerini buna dayandırmış sıkıntı silsilesidir. kafa en son sevgilinle görüştüğün gün yıkanır, jölelenir ve gün geçer. ikinci gün bir kat daha çekilir jöle ki gece saç yıkanmaz çünkü kirli saç ve jöle arasındaki uyum cazip gelir. bir sonraki günde saça wax, sprey, köpük ne varsa hatuncuk gidene kadar tüm deneyler yapılır,zararsız ziyansız. sonrası bütün gece suratını kafandaki kalıntılara bulaştıran yastık kılıfı, pis kokulu çoraplar ve terden küflenmiş kol saati. bankaya gidip dekont yatırmak temiz insanların görevidir; gişedeki güzel kızın denk gelmesi ile pır pır olan kalbin ikili iletişimdeyken uzatılan dekonttan daha çok ilgiçeken uzun, yamuk kesilmiş tırnakları süsleyen zirifi siyah ve eskimiş tırnak kirleri. alınan önlemler artık dekontları eiffel civarındaki garsonlar gibi avuç içinde uzatıp hafiften bel kırmak, bunları yaparkende bir tebessüm tabi.toplu taşımada cam kenarında otururken yandaki şahsiyetin dışlarıyı izlemesi, kulaklardaki reçine kıvamındaki kirin izlenebilmesi ihtimaline gebedir. en azından lisede özel kursta güzelmi güzel bayan hocamız bize ders anlatırken okuldan da sıra arkadaşım olan rezil herifin kafasından sorunun tam ortasına böcek düşmesinden daha doğaldır. tüm bunlar olurken lastiği gevşemiş boxer şortla kocaman bir frikik vermemek olmaz tabi. sevgilinizle yediğiniz elmaların artıklarının bıyıklarınıza bulaşması ve aradan geçen bir saatten sonra arsız arsız gülmeye devam etmektir. lisede insanın ağzının suyunun akmasını işte bu prensip sayesinde öğrendim. bir elim yanağımda, dirseğimi masaya koymuş kimbilir hangi sapkınlığımı debreştirmişken, dudaklarımın kenarından köşesinden nasılda aktı, nasılda anlayamadım, anladığımda tekrar hişiiyuup diye nasılda akan salyalarımı geri çektim bilmiyorum.
hepsine eylemsizlik prensibi yol açar, belki bu bilim çevrelerinde değil ama benim hayatıma; babamın, manastır rahibi kılıklı pezevenk diye adlandırdığı yaşam tarzımın getirileri.