anahtarı içeride unutup da, çelik kapıyı açmak için çilingir çağırmak zorunda kalmak ve gelen çilingirin de kapıdan içeri soktuğu telle iki saniyede kapıyı açıp 30 lira alması...
yok yani çilingir de kapı komşumuz.
aynı sitede oturuyoruz.
adam on adım atıp, tek el hareketiyle 30 lirayı cebe attı.
yok komşuluk hakkı, yok basit birşey demedi.
minnetsiz bir şekilde, dağ başındaki herhangi yabancı bir adamdan talep ettiği tutarı istedi.
verdim tabi.
ama içime de oturdu açıkçası.
yok yani parasında değilim.
otuz liradan çok daha fazlalarını daha boktan işlere vermişimdir gözü kapalı.
böyle minnetsiz bir iticilik ve kabalık vardı adamda.
eminim ki o adam o paradan da hayır görmeyecektir.
o para onda da kalmayıp başkasına gitmiştir ya da gidecektir.
çünkü gönlüm razı değildi...
sonrasında ne mi oldu...
o para içime oturduğu için kapı konusunda kafa yormuştum.
ve birkaç defa daha kapıda kalmıştım.
ama kimseyi çağırmadım.
bir çilingir maharetiyle çelik kapıyı kendim açtım.
yani bazı zokaların böyle de nimetleri olabiliyor.