Bugün izlediğim ve eh Brad sana da bir oscar vermek için bahane arıyor zaten akademi aferin güzel iş dediğim film.
efendim bildiğimiz 2. dünya savaşının vahşet, dalalet ve hatta hıyanet atmosferinde geçiyor film. er ryan'ı kurtarmak tadını alıyorsunuz film başlar başlamaz. Brad Pitt'in canlandırdığı Don ve ekibinin hikayesini anlatıyor. Fury isimli tankın elemanlarından oluşan ekip çok tanıdık yüzler. Transformers ve Nymphomaniac'da izlediğimiz (Nymphomaniac'ı ben değil bir arkadaşım izledi)Shia LaBeouf, The Walking Dead dizisinden aşina olduğumuz pislik tipli ama sempatik hal ve hareketler sergileyen Jon Bernthal ve Hollywood'un olmazsa olmazı bu filmde Meksika'nın gururu taraftarın Gordo'su rolüyle Michael Peña arz-ı endam ediyorlar. Brad Pitt'in olgunluk döneminin bir eseri aslında bu film. Çünkü filmdeki karakter gerçekten canlandırılması zor bir karakter. Zaten yaşı ilerledikçe Baby Face tribinden karizmatik ve olgun statüsüne geçen Brad abimiz rolünün hakkını fazlasıyla veriyor. konusu itibariyle tahmin edersiniz ki şiddet ve savaşın acımasızlığı temaları etkin bir şekilde işlenmiş. Senaryo ve Yönetmenlik görevi David Ayer'de... Hızlı ve Öfkeli, U-571, s.w.a.t. filmlerinin senaryosu da bu abimize aitti dolayısıyla senaryo yönünden tutarlı etkileyici sürükleyici bir film olmuş. Güzel memleketimin hiç dahil olmadığı 2. Dünya Savaşı hadisesi zaten Hollywood'un dramalarıyla yeterince içimize işlemişken filme girerken ya "ya tamam anladık büyük savaştı amerika kahraman tamam oğlum on numarasınız" diyerek çıkmaktan korkmuştum. ama etkileyici, oyunculuklara ve senaryoya alkışlarımı sunarak çıktım salondan. filmde tank tanka kapışma, henüz başlardaki taaruz ve alman ablaların evinde geçen muhabbeti izlerken "eeeyyy akademi! sen ne işe yararsın! eğer bu filmle Brad'e oscar vermeyeceksen, ödül noktasında gerekli adımları atarız bu böyle biline" dedim içimden. Ellerinden öperim Brad.