yunus emre'den, mevlana'dan, bektaş'tan nasibini almamasıdır. hele hele şahsen de kısmen içinde bulunduğum, "mevlana'nın torunuyuz" diye övünen konyalıların en katı muhafazakar kent olduğunu düşününce. mevlana'ya yakıştırılan eşcinsel iddiasından bahsetmiyorum, hoşgörüsünden. diğer din adamlarını, kadıları bilmem de mutasavvıfların en önemli özelliği hoşgörü.
lafa gelince çok hoşgörülüyüz fakat sokakta aynı mezhepten de olsak birbirimize tahammülümüz yok. olanlar da pes ediyor bir süre sonra. hele hele eşcinseller ve ateistlere hatta deistlere karşı önyargılar, kadınlara koyulan baskıcı kurallar iyice itiyor bizi birbirimizden.
ayrıca, güya iyi niyetle de olsa "benim eşcinsel arkadaşım var, ama çok iyi biri." demek de aslında onları dışladığımızın bir göstergesi.
