emevîlerin haccâc döneminde görev yapmış, olağanüstü hâl kumandanı.
durum olağanüstüdür, zira emevîler sürekli iç mücadeleler ve isyanlarla çalkalanmaktadır. islâm dünyasının bir anlamda zirve yaptığı, bir anlamda da çöktüğü bir devirdir emevîler devri. bir yandan islâm orduları kuzey yarım kürenin çeyreğini ele geçirmiş iken, bir yandan da içeride müslümanlar birbirlerini boğazlamakta, ehli beyt zulüm altında inlemekte, zalim idareciler halkı ezmekte, fitneler fitneleri kovalamaktadır. müslümanlar halen haşmetlidir ama o eski birlik ve beraberlikleri kaybolmuştur.
lâkin emevîler, fetihlerden de geri kalmamaktadırlar.
türkistan civarında yaşayan türk boyları, çin'in vassalliği altındadırlar o dönem. çinliler adına islâm ordularıyla defaatle çarpışmışlar, birçoğunda müslümanlara galebe çalmış ve yine birçoğunda da mağlubiyeti tatmışlardır.
haccâc, kuteybe'yi orduların başına atarken, ona da ''işini çabucak halletmesini'' salık verir.
kuteybe, amansız bir komutandır. ama söylendiği gibi bir insan da değildir.
meselâ, 100.000 türk katletmiş vesaire değildir. zira o dönemde şehirler 10.000'i bile aşmayan, birkaç binlik küçük yerleşim noktalarıdır. kuteybe'nin 15 yıllık hâkimiyetinde öldürdüğü insan sayısı 10.000'i geçmez (harp zayiatları dahil değildir), bırakın 100.000'i... ki, bunların hepsi de türk değildir; farısîsi falan da mevcuttur.
veya yaptığı zannedilen curcan katliamı, kuteybe'nin terk-i diyar eylemesinden, yani ahirete intikalinin ardından vuku bulmuştur. ki bu 'katliam' da çok enteresandır. şöyle ki, araplar türklerle sulh yapar ve bir şehre, muharip birlikler bırakıp şehirden ayrılır, kimseye de ilişmezler. bir gün bölgedeki türkler bunu hazmedemeyip, bölgedeki arap muhafızları kılıçtan geçirirler. melik yezid öfkelenir ve ordusuyla şehri basıp, isyancıların kellesini alır. bu da dünyanın en saçma katliamı olarak tarihe geçer. nedense bu anlatılırken, türklerin araplarla yaptığı ahde uymaması es geçilir.
bir başkası, kendisine karşı savaşmaması hususunda anlaşma yaptığı soğd meliki neyzek tarhan'ın ''vazgeçtim zaa xd'' diyerek yine verdiği sözü bozması üzerine kuteybe, talkan'a varır ve şehri sulhla teslim almasına rağmen esir aldığı erkekleri kılıçtan geçirir.
kuteybe de bu talkan meselesinin ardından, türklere verdiği sözlerden dönmeye başlar. güttüğü islâm davasında da başarılı olamaz, zira türkler, abbasîler devrinde tam bir teslimiyet ve samimiyetle müslüman olana kadar, emevîlerin azgınca politikalarına asla boyun eğmeyeceklerdir.