ışid'e katılanların ekserisi "tutunamayanlardır". muhafazakar bir ailede yetişmiş, üç otuz paraya şurada burada çalışan veya işsiz tipler... bunların başlıca sorunu kendilerine yeterli saygılarının olmamasıdır. kendilerine yeterli saygılarının olmamasının bir sebebi, hayatları boyunca, imkansızlık ve/veya çapsızlık sebebiyle çuvallamış olmaları, diğer sebebi ise toplum içinde istedikleri seviyede saygı görmemeleridir. geleceğe ait umutları da pek yoktur...
din hayata yönelik basit açıklamalar sunar. mal şahıs, bu izahatlarla tanışınca, imkan ve bin türlü emek gerektiren entellektüel eksikliğini giderdiği yanılgısına kapılır. ne ki aslında içten içe imrendiği, doğru düzgün eğitim almış kişiler artık tağutla uğraşan kafirlerdir.
peki şahsın, entellektüelleri tağut olarak görüp, kendisini rahatlatması için geleneksel islam yetmez mi? akp'ye oy veren geniş kitleler örneğinde görüldüğü gibi, yeter elbette.
ne var ki şahsın bir sorunu daha vardır: sadece kemalistleri, entellektüelleri filan tağut olarak görmesi yeterli değildir. zihniyeti her seçimde kazansa da sonuçta kendisi "götürenlerden" olamamıştır. kendilerine düşman belletilenlere lanet yağdıran, seçim kazanınca sevinen, fakat sevinci geçtikten sonra, çevresinde gördüğü insanlar gibi, acınası yetersizlikleri ve yoksulluğuyla baş başa kalan bir zavallıdır. kahrolası kemalistlere hadlerini bildirmiştir ama kendi zihniyetinden bazıları malı götürürken, kendisi avucunu yalamaktadır. bunların türbanlı karıları bile cip tepesinden inmezken, kendisi dolmuşa talim eder. hatta bazıları entellektüel takılmaktadır en ılımlı islamcısından!... kimileri imam hatip üzerine itibarlı bir üniversiteyi bitirmiştir, bizimkinin aklının pek basmadığı tasavvuftan filan söz eder... kimisi kadir mısıroğlu, mustafa armağan filan okuyup tarih alimi(!) olmuştur... her ne kadar bunlardan duydukları kulağına hoş gelse de öyle uzun yazılar okumayı pek sevmez ışidçi adayımız... velhasıl geleneksel islam çerçevesinde yaptıkları bir türlü arzu ettiği saygınlığı sağlamamaktadır kendisine...
işte bu noktada devreye selefiler girer. onları anlamak kolaydır. daha da önemlisi onlara kulak verince, kemalist, ateist, solcu tayfası dışında, malı götüren islamcı tayfasına da düşman olmak için yeterli sebebi olur. başta ailesi olmak üzere, malı götürmeyen kendisi gibi zavallılardan da aslında (kendisine itiraf etmese de) içten içe nefret etmektedir. böylece onların da bilinçsiz müslümanlar olduğu sonucuna varır. perişan hallerinin sebebi budur.
kendisine gelince... artık adam olmuştur! bir mücahittir!... artık bir mevlit müslümanı değildir. aynen haberlerde filan gördüğü ışid'çiler gibi olacaktır. hayatta kalırsa dünya nimetlerine en helalinden ve bileğinin hakkıyla ulaşacaktır. ölürse cennet ve huriler onu beklemektedir.