intihar etmenin kötü bir şey olmadığı gerçeği

entry7 galeri
    1.
  1. hayata ve ölüme dair en basit, temel bir gerçekliktir. zira "umut, bazen yalnızca işkenceyi uzatır..."

    insan hep belirli sınırlarla sürdürmeye zorunlu olduğu yaşamında hayatla baş edemeyeceğini anladığında çevresine ve kendine daha fazla yük olmak yahut bu anlamsız oyunu sürdürmek yerine tüm sorunlarını ve mutsuzluklarını, kökten ve kestirme bir yolla çözme hakkı ve iradesine sahiptir. bu insanın en doğal hakkıdır ve bir yönüyle tabiatta insan varlığına tanınan önemli bir ayrıcalıktır. aslında hayatın olağan seyri içinde de böyle bir karar alınabilir. bütünüyle kötü veya ahlaksız bir tarafı yoktur. yadırganacak değil, bilakis saygı duyulacak onurlu ve mantıklı bir seçimdir bu. kesinlikle böyledir.
    çünkü o insanın kendisine duyduğu saygıyı ve onurunu gösterir.

    ancak bu olay toplum olarak, dinsel manteliteyle oluşmuş bir ahlaksal çerçeve içerisinde çok kötü, acınası bir vaka olarak algılanıyor. intihar eden insanın arkasından çok değişik şeyler dillendiriliyor. halbuki bazı şeyler çok gözardı ediliyor. belki de intihar etmek aslında normal olandır. intihar etmemek anormaldir. belki de asıl sorun etrafımızda örülü yaşam düzenimizdedir...

    eğer bir insan hayatla o kadar çabalamasına rağmen bir güç ve yaşam enerjisi bulamamışsa, aksine her şey giderek te berbatlaşıyorsa, kalbi ve bedeni umutsuzluklar içine hapsolmuş, acının ve ızdırabın surlarında debeleniyor ise elbette en net çözüm intihar etmektir.

    çünkü bazen her şeyin bir çözümü olmuyor!

    her şeye rağmen yaşamaya devam etme isteğine, yaşam bilincine ve cesarete sahip olan insan neden ölmek için de aynı bilinç ve cesarete sahip olmaz, neden bunu hep düşünür ama bir türlü uygulayamaaz ve neden sürekli bir şeylerden korkar da böyle bir iradeyi gösteremez, anlamak güç...
    neden insan kendisini dünyaya böylesine sabitlendirir. bir yandan ölmek isterken bir yandan yaşamaya devam etmek ister? bu ne acı bir karmaşadır...

    şüphesiz ki her insan çeşitli nedenlerle hayatında pek çok kez bu hakkı kullanmayı düşünür, hatta bazıları çok sık düşünebilir ama bir şeyler niyeyse onu hep vazgeçirir. gittikten sonra geride kalanları bir daha görmemeyi göze alamaz örneğin... ya da bir an kendisinin ve hayatının aslında çok değerli olduğu hissiyatına kapılır. o aşağılık benliği ölümü düşününce anlamlı hale geliyordur sadece..
    hayat her şeye rağmen yaşamaya devam edecek kadar tatlı, ölmek isteyecek kadar usanç verici ama ölmek kadar da korkunç bir şeydir.

    bazen geride kalan her şeyi bırakmayı göze alır ama bu sefer de öldükten sonra ne olacak kaygısı alıkoyar insanı. tanrının insanı bu kararından dolayı cezalandıracağından korkulur.
    işte dinsel inanış eksenindeki bu anlayış insanı hep sınırlayıp özgür iradesine mani oluyor.

    burada şunu düşünmek te lazım; böyle bir iradeyi gösterme ve seçim yapma şansını tanıyan tanrı insanı neden cezalandırsın?
    zaten duyular dünyasında hiçbir şey kesin değildir. belki tanrı adı verilen varlık ceza olarak dünya diye bir yer yaratmıştır. hiç bir şeyi kesin olarak bilemeyiz.
    insan yaşarken ölecek olduğunu bilebilir ama öldükten sonra da yaşamış olduğunu bilemeyebilir !
    belki öldükten sonra üzülecektir bir kaç kişi. ama nasıl olsa geçecektir zaman içinde. hem zaman neyi geçirtmez ki?

    intihara yönelik bir eleştiri de etik olup olmadığıdır. doğruluğu tartışılır belki ama gayet te mantıklı bir yoldur.
    belki öldükten sonra üzülecektir bir kaç kişi. ama nasıl olsa geçecektir zaman içinde. hem zaman neyi geçirtmez ki?

    ha insan elbette bazen çiçek açıp bazen solacak, daldan dala konup sonra uçacak, bazen de hızla dönüp bazen duracaktır. öyleyse hayattan neden korksun ve yok olmak istesin?
    halbuki bazen de sorun hayattan korkmak, baş edememek ve bu yüzden vazgeçmek filan değildir. bazen sadece bir seçim meselesidir bu; yalnızca bir seçim... tutunamayanların seçimi ! mutlu ve bilinçli bir insan da pekâlâ böyle bir seçimde bulunabilir.
    'intihar etmek bir kaçış değil, reddediştir' der nietzche. kaçma şansımız olmasa da reddetme imkanımız her zaman vardır.

    tasavvufi düşünceye göre beden ruh içinde hapistedir. öyleyse er ya da geç özgürlüğüne kavuşmalıdır.
    nereden geldiğini bilmediğimiz kavramlar, kutsallar yığını her yanımızı sarmışken nasıl mutlu ve özgür olabiliriz ki? özgürlük sandığımızın çok ötesinde. ama özgürlüğe kavuşmak için de bir oyuna dahil olmak zorunda olmamalı insan. istediği zaman bu oyundan çekilebilmelidir.

    burada yaşamaktan vazgeçtik ve 'her şey olamamanıburada yaşamaktan vazgeçtik ve 'her şey olamamanın verdiği acıya' dayanamayıp kıymetini anlayamadığımız ruhumuzu 'zamanın sonsuz maviliğine' salıvererek hiç bir şeyin olmadığı bir yerde "sonsuz şefkatle sarmalanan bir hiç" olmaya karar verdik. yalnızca sevgi ve şefkat bile özkıyıma gitmek için yeterlidir...n verdiği acıya' dayanamayıp kıymetini anlayamadığımız ruhumuzu 'zamanın sonsuz maviliğine' salıvererek hiç bir şeyin olmadığı bir yerde "sonsuz şefkatle sarmalanan bir hiç" olmaya karar verdik. yalnızca sevgi ve şefkat bile özkıyıma gitmek için yeterlidir...

    tolstoy, "sonsuz zamanın içinde, maddenin sonsuzluğunda organizmadan kopan küçük bir hücre var. bu hücre bir süre bekliyor ama sonra dayanamayıp patlıyor. işte ben bu hücreyim demiştir, bir kitabında.

    işte o organizmayı bile neden yarattığı meçhul olan tanrı bu kararı neden cezalandırsın ki? buna ne hakkı var?
    siz bir kum tanesisiniz yalnızca. bir kum tanesinin trilyonlarca kum tanesi içinde ne önemi olabilir ki. belki tasarlanan katrilyonlarca projeden biri sekmeye uğradı. bunun ne önemi var ki? bunun için neden üzülsün?
    ve neden üzgün olduğu ve başkalarını da üzmek istemediği için buna bir son veren oyuncağını daha da üzsün?

    gidecek bir yeri yoksa insanın, mânasızlıklar içinde acılarla boğuşuyor ama her şeye rağmen de bir nebze olsun aklını kaybetmemiş ise intihar etmeli ve bir son vermelidir bu oyuna...

    intihar etmek hiçliğe geri dönmek demektir. hiçik ise ne mutluluk ne de mutsuzluktur. yalnızca yokluktur.
    ve insanın özü de bu olduğundan asıl yeri orasıdır. istediği zaman her şeyi rededilmelidir...
    ...................................

    Sonsuza kadar sonsuzluğa asılı kalmak
    Tanrılara ödül insanoğluna ceza ise
    Kalbim bağışlanmayacak bir şey yap
    Katlanma kendine ve bu dünyaya...

    hep kendini yineliyorken sesler kokular
    Gittikçe birbirine benziyorken dünle bugün
    Ölümsüz olmak kadar ürkünç bir şey
    Bu dünyaya alışmak duygusu...
    2 ...