devletli yaşamdan önce, toplumun durumunu tarif eden hal; tabiat halidir. filozoflar, sosyologlar ve siyaset bilimciler, doğa halinden devletli yaşama geçmeyi incelemişler ve çeşitli teoriler geliştirmişlerdir.
bu teoriler arasında kabul gören bir tanesine göre: tabiat hali tam bir kaos durumudur. can ve mal güvenliği söz konusu değildir. insanlar, kendilerine karşı işlenen suçların cezalarını yine kendileri vermekte, bu durumda da kaos hali daha da can sıkıcı boyuta gelmektedir. cebir tekelinin söz konusu olmaması, suçlar ve cezalar arasında orantısızlığa ve keyfiyete dolayısıyla da içinden çıkılamayacak kaotik bir duruma neden olmuştur. bunun üzerine insanlar cezalandırma-cebir tekelini devlete devretmişler, bu sayede en azından cezaların öngörülebilir olmasını ve basit ve görece bir adilliği amaçlamışlardır.
buradan hareketle günümüzde, bireysel silahlanmanın en büyük nedeni olarak, bireylerin, devletin tekelinde olan cezalandırma yetkisini hakkıyla kullanamadğını düşünmelerinden kaynaklanmaktadır. bu sistemin işlememesi ve işlemeyeceği inancı, bireyleri tekrar ilkel modele döndürmektedir. devletin elindeki tekel adeta dağılmakta, herkes kendisine karşı işlenen suçun cezasını kendisinin vermesi gerektiğine inanmakta, bu durum günden güne meşru ve makul görülmektedir.
