polis

entry787 galeri video19
    99.
  1. az önce atv de izleme sansina sonunda erisebildigim film. bir sinema-tv ögrencisi gibi terminelojiye hakimiyetim olmadigi icin afili laflarla film elestirisi yapamam belki ama, hic de yabana atilmayacak rafine bir film zevkim olduguna eminim. aylar öncesinde bu filmi yazan yöneten kisilere fikirsel anlamda yakin oldugunu düsündügüm islamci bir cevre tarafindan abartili bir reklam/promosyon bombardimanina tutulmustuk. abartili bir tanitim ve övme sözkonusuydu. bütün o bombardiman son sirasi acikcasi benim bile merakim uyanmisti. sonunda izledim de rahatladim.
    sonuc:
    benim icin haluk bilginer güzelligine ragmen cekilmez bir filmdi. son zamanlarda bu kadar kötü bir film izlememistim. bir kuran seansi, bir cuma namazi selami, bir rab'den bahsedis bu kadar mi pohpohlattirir bir film mi allah askina!
    edit:
    ustalardan film hakkindaki görüsleri derledim söyle bir ortaya karisik, buyrun burdan okuyun bir de:

    "...Polis'in derdi farklı bir öykü anlatmak değil. Yönetmen Ünlü daha çok anlatım biçimine yaslanmak ve seyircisini bu yolla şaşırtmak istemiş. Bunu da başardığını söylemek mümkün. Fakat filmin ciddi bir devamlılık sorunu var. Bunu sahne devamlılığı anlamında değil, tempo ve enerjisi anlamında söylüyorum. .."

    ugur vardan/ http://www.radikal.com.tr...3096&tarih=16/02/2007

    "Polis' bence daha genel bir problemin de habercisi; farklı olma telaşındaki bazı Türk filmlerinin savruk eklektizmleriyle, farklı 'ton' arayışlarında düştükleri alacalı bulacalı durumlarla ilgili bir şey bu....

    "'Polis' gibi anlatımının fiyakasına inanmış filmler şu soruyu sorduruyorlar olsa olsa; ille de ve ille de 'farklı arayışlar' içindeki Türk yönetmenin derdi nedir? Muhtemelen bu sinemada, bu televizyonlarda anlatılan hikâyelerden sıkılmış olmak, ama onları aşacağım derken seyirciyi sersem etmekle başlayıp giderek kahkahalara boğmayı yeni olmakla karıştırmak...

    "Polis'teki 'limonata içer misin'le biten 'üç alternatifli' sahne ya da tepeden düşen anne ise neredeyse kronolojik bir kültürel öykünme mantığıyla, son zamanlarda farklı olmak isteyen yönetmenlerimizin takıldıkları filmlere öykünüyor. (Kieslowski? Haneke? Yukarıdaki diğer yönetmenler?) DVD'den en son filmleri seyretmek aslında genç yönetmenlere zararlı mı, sinema festivalleri hayra vesile oluyor mu, yenilik arayışı nedir ne değildir gibi sorular akla geliyor.

    "Polis'te dinle ilgili birtakım sayıklamalar da var ama bunları ciddiye almak gerçekten zor. Galiba, kahramanımızı 'hem şeytan hem melek olarak' görmemizi isteyen Tarot kartı kıvamında mistik bir fikriyat ki, film satrançla ne kadar ilgiliyse dinle de o kadar işte..

    fatih özgüven/http://www.radikal.com.tr...3657&tarih=22/02/2007
    1 ...