Bir kaç kez konuştuğum, dinlediğim bir öğrenci velim var. Başlığı görünce aklıma ilk gelen o oldu.
Okutmadığı için babasına bedduası, tek bedduası bu belki de..
Yanılmıyorsam 7 ya da 8 kez düşük yapmış bir kadın.. 40 yaşlarında.. iki çocuk sahibi. Büyük olan kız, 17 yasında..
Küçük olan, öğrencim 8 yasında down sendromlu, tedavisi mümkün olmayan,kalp yetmezliği yaşayan bir çocuk.
Sürekli bir bebek kadar ilgi ve sevgiye muhtaç ayrıca fiziksel engeli de bulunmakta..
Eşi tam 20 yıl sonra bu olanlardan yaşananlardan sonra yeniden evlenmeye karar veriyor..
Aynı evin içinde iki kadın ve bir erkek. Eski kocası ve onun eşiyle yaşamak zorunda kalan bir kadın düşünün.
Hiç bir yere gidemeyen bir kadın. Ailesi çocugunu yanına almamak şartıyla gelebilecegini söylüyor.
Ama bu kadının hayata tutunmasını sağlayan tek şey o çocuk bunu da çok iyi biliyorlar. Kimse ağır hasta bir çocuğun sorumluluğunu almak istemiyor.
Kadın bunun gibi ve ilaç, doktor masrafları ve daha bir sürü gerekli şey için oğlu için kızıyla o evde bir mahkumdan beter yaşıyor..
17 yasında olan kız babasının yaptıkları ve kardeşinin bu durumundan çok fazla etkileniyor ve liseyi bırakıyor, çok başarılı bir öğrenci iken..
Ve akrabasıyla sözleniyor.. 2 yıl bekleyecekler çocuk henüz öğrenci.
Annenin tek isteği şimdi okuma yazma öğenmek ve bir yerde küçük te olsa bir işte bir şeyler kazanabilmek.
Belki o zaman özgür olma imkânı dogar.
intihara kalkışmış ve eski eşi olacak adam tutmasa pencereden atlayacakmış.
Böyle bir hayatı anlamak mümkün değil bir çoğumuz için.
okumus olsaydı, o evde o mahkumiyeti o aşağılanmayı yaşamayacaktı.
Okumak neden önemli, kızlar neden okumalı. Bir örnek sunmak istedim sadece..