Türkiye'de bir çok profesörün derslere girmediği, öğrencilerin asistanlarla idare ettiği göz önüne alınınca, derse girmesi ve ders anlatması bile büyük bir lütuf olan profesördür. sadece bu da değil olay, akademisyen olmak isteyen genç bilim insanları her açıdan donanımlı olmak zorunda iken şu an bir çok profesörün ingilizcesi yeterli seviyede değil. doktora bittikten, doçent olduktan sonra yayımladıkları iki makale ile profesörlüğünü bekliyor ve fosilleşene kadar o makama yapışıp kalıyorlar. çoğunun da bilim adına bir nokta kadar katkısı yok. sokakta görsen suratına bakmazsın ama profesör işte.