cem garipoğlu'nun; münevver karabulut'un kafasını canlı iken kesmesini gençliğine ve türk tipi ilişkilere adapte olamamasına bağlayan, kendince empati yaptığını zannederek bir yazı yazmış yazar.
hepimiz o yaşları yaşadık; hepimiz aşık olduk. aşık olduğum kişiye sinirlendim, deli gibi kıskandım, çok üzüldüm çok ağladım ama hiç sinsi sinsi oturup kafasını kesmeyi planlamadım. sen planladın mı?
türk ilişkilerine ayak uyduramamış. yani perihan maden diyor ki; misal 3. kuşak alamancı vatandaşlarımız ülkemize döndüğünde hele bir de gençlerse, çok sevip de kıskandıkları birinin kafasını kesebilirler. çünkü bizim muhteşem ötesi örf ve adetlerimizle yetişmediler, bilmezler.
haftaya da kendisinden hüseyin üzmez'le ilgili empati yazısı bekliyorum. yaşlı başlı adam, 14 yaşında birini görünce.... of allahım ya!
--spoiler--
Çok küçüktü âşık olduğu kızı öldürdüğünde. Ve Münevverin anneliğinden, kendini öldürmüş Cemin anneliğine evrilirken söyleyeceğim bir çift söz daha var: Cem Türkiyeye, Türk ilişkilerine, bu cangıldaki oyunlara hazır değildi.
Hazırlıksız yakalandığı bir oyunda/ hayatta, hem Münevveri, hem kendini yok etti.
Cemin babası, TMSF mallarına el koyup da kendini hapiste bulunca , Oğlum yurt dışında dil öğrensin, burada okumak yerine, diye ilginç bir karara varıyor. Yolluyorlar Cemi.
Böylece Rusyada Rusça, ispanyada ispanyolca, Çinde Çince filan öğrenerek 12 yaşından 17 yaşına kadar yurt dışında dolaşan/ yaşayan Cem, döndüğünde bu acayip Türkiyeye, Türk Tipi ilişkilere hazır mıdır sizce?
--spoiler--