''kürtlere yapılan haksızlığı görerek kobanê'ye geldim. ama kobanê'ye yapılan bu son saldırılar artık bıçağın kemiğe dayandığı yer oldu. yaklaşık 3 hafta gün önce istanbul'dan ayrılarak geldim ve direnişe katıldım. türk devletini sağduyuya davet ediyorum. türk gençlerinden de duyarlılık bekliyorum. artık bu savaşı bitirmenin zamanı geldi. diyarbakır, van, hakkari, urfa, şırnak, hakkari, dersim, erzurum, siirt ve diğer kürdistan illerini gezmenizi istiyorum. o zaman bana hak vereceğinizi düşünüyorum. kürt kentleri, biz türk devletinin birer sömürgesi. devlet oranın insanını, coğrafyasını, kültürünü, ekonomisini, geleceğini, beyin gücünü ve bir bütünen her şeyini sömürüyor. burada insanların kimlikleri, dilleri yasaklandığında biz türk halkı olarak hep sessiz kaldık. çünkü kürt halkı bizlere düşman belletilmişti. kürdistan'ın acılarına sessiz kaldığımızda da bu acılar büyüdü, katlandı. hala da sessiziz. gözlerimize bir perde çekilmiş ve biz kürt halkını görmüyoruz. artık bu öldürücü sessizlikten kurtulmanın zamanı geldi. 12 yıldır iktidarda olan recep tayyip erdoğan ve partisi, bizlere oradaki sorunları ve kürt sorununu çözdüğünü söylüyor. erdoğan ve akp şimdi de o perdeyi iyice kalınlaştırıyor. bu perde ile bizim batı illerindeki yoksulluğumuz ve geleceksizliğimiz de iyice perçinleniyor. akp sermayeyi ve zenginleri daha da azgınlaştırırken; yoksul halkı da ezdikçe eziyor. bu savaşın faturası da bizlere çıkıyor. bunlara 'artık yeter' diyorum. ben bir türk genci olarak, burada bu direnişte bulunmaktan çok mutluyum. çünkü burada hevallerimle yemek yiyorum, onlarla gülüyorum, onlarla hüzünleniyorum, oyunlar oynuyoruz, aynı mevzide savaşıyoruz türk gençlerine tekrardan sesleniyorum; akp, chp ve mhp'nin oyunlarına gelmeyelim. kürt, türk, çerkes, arap, sünni, alevi, şii, hepimiz kardeşiz. kardeşi kardeşe kırdırtan bu anlayışları lanetleyelim ve özgür bir gelecek için mücadele edelim. özgür bir dünya ve yaşam için mücadele edelim.''
