bazı aptalların ateistlere dert olduğunu sandığı meseledir. kimisi ise tutturmuşlar bir "efendim, işte kuran'da da yazıyor, her topluluk uyarılmıştır" teranesi...
ey aklı eksik kişiler, bu konuda yorum yapıyorsak, sebebi dini tezlerin mantıksızlığını kafanıza kakmaktır ama düşünmeye bile korkan kişilersiniz.
"her topluluk uyarıldı" tezini mantıklı bir tez sanabilmek, "topluluk" dediğini tek bir insan, üstelik de ömrü sonsuz olan bir insan gibi düşünmekle mümkündür. öyle yazıyorsunuz ki, sanki aborjin kabilesi doğan, büyüyen, ölen, kuşaktan kuşağa devam eden ve de çok sayıda insandan oluşan bir kabile (daha doğrusu çoğu birbirinden yalıtılmış, on binlerce küçük gruptan oluşan kabileler topluluğu) değil. ömrü on binlerce yıl olan tek bir kişi! allah 124.000 peygamberinden birini veya bir kaçını kendisine göndermiş ama iman etmemiş inatçı kafir! bak şu terbiyesizin yaptığına! elbette söz konusu şahıs(!) sonsuza kadar cehennemde yanmayı hak eder!..
ey cahiller, sizler ki alfabesi olan topluluklarda bile allah'ın kelamının korunamadığını iddia ediyorsunuz. tabi kuran hariç! nedense allah bir tek kuran'ı korumayı vaat etmiş. daha önce gönderdiği sözlerini -ki özünde yine islam olduğunu kuran söylüyor- belirsiz bir nedenden ötürü gerek görmemiş!... hadi bu noktadaki garipliği bir yana bırakalım...
yahu kitabı kaleme alma imkanı olan topluluklar bile allah'ın kitaplarını koruyamıyorsa, gariban aborjin yerlisi nasıl korusun? nasıl yaysın? kulaktan kulağa oyunu oynasan bile laf dördüncü kişiye varmadan değişir! hem avustralya'nın güneyindeki aborjine mesaj versen, doğusundaki, batısındaki, kuzeyindekinin nasıl haberi olacak? garibanlar 30 - 40 kişilik on binlerce grup halinde yaşıyordu zamanında... hadi bir aborjin grubuna peygamber gelmiş ama hain aborjinler peygamberi dinlemek yerine kebap edip yemeyi uygun bulmuş olsun (hoş, ateş yakmayı bile bilmeyen tasmanya adası aborjinleri onu da yapamazdı ya! eh, onlar da çiğ çiğ yesin!), peki söz konusu yamyamların çocuklarının suçu ne? çocukken peygamberin budundan bir parça dişlemiş olmak mı? akılları baliğ olduğunda kim onlara allah'ı ve emirlerini anlatacak? (bkz: peygamberlerini katleden hain halklar).
kimisi elinde yeterli dini delil olmadığı halde der ki "efendim onlara hesap sorulmaz, cennetliktirler!..." yahu o zaman da ayrımcılık olmuyor mu? bakın şu başlık altında islam'ın getirdiği yükümlülükleri kendileri yerine getirdiği, başkaları yerine getirmediği için onların cehennemlik olmasını hak belleyen kaç kişi var? var mı öyle yaş dava? benim müslüman kardeşim kafasına türbanı taksın, beş vakit yatıp kalksın, oruç tutsun ve yine de cennetten emin olamasın ama bu daltaşak dolaşan kafirler kafalarına göre takılıp cennetlik olsun! hani allah insanları ve cinleri ibadet etsin diye yaratmıştı? bunları niye başı boş bırakıp, üstüne cennetlik yapıyor? hem de putlara taptıkları halde!... sonra islam hem dünya, hem de ahiret için lazım değil miydi? bunların islam'ın dünyevi nimetlerinden(!), yüksek ahlakından(!) mahrum bırakılması allah'ın adaletine sığar mı?
velhasıl bir dine iman etmek, akıl mantık gereğidir diye yapılan bir şey değildir. tam tersi çocuklukta dayatılan, bir çocukluk korkusunun sonucudur o kadar...